Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1401 E. 2018/7016 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1401
KARAR NO : 2018/7016
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/10/2016 tarih ve 2015/19 E. -2016/282 K. sayılı dosyasında verilen kararın davalı … ve davalı şirket vekillerince istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair davada … Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 08/02/2017 tarih ve 2017/108-2017/92 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … ve davalı şirket vekillerince tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu davalı şirketin davacı markaları ile iltibasa sebep olabilecek 2013/45683 sayılı “… ” marka başvurusuna … nezdinde itiraz edildiğini ancak itirazlarının nihai olarak … tarafından reddedildiğini, kurum kararının yerinde olmadığını zira dava konusu markanın müvekkilinin özgün fikrî çabası ile yarattığı “…” marka serisine ait olduğu izlenimini yarattığını, dava konusu markada yer alan “…” kelimesinin “…” anlamına geldiğini ve markaya ayırt edicilik kazandırmadığını, başvurunun 556 sayılı KHK’nın 8/4, 7/1-i, Trips 16/3 ve Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesine göre de reddinin gerektiğini ileri sürerek, davalı … …’nın anılan kararının iptalini, tescil edilmesi halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının “… ” ibareli başvuru markası ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında dava konusu başvuru markasının kapsamında bulunan “Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler. Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil). Sabunlar. Diş bakımı ürünleri, aşındırıcı ürünler (zımpara
bezleri, zımpara kağıtları, aşındırıcı pastalar dahil)” emtiaları yönünden biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, 03. sınıfta ver alan “Parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap vb. İçin)” malları bakımından herhangi bir benzerlik bulunmadığı ve iltibasın oluşmadığı, bu mallar yönünden davalının marka başvurusunun davacının markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağı, davacının markasının itibarına zarar vereceği hususlarının kanıtlanamadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı, diğer yönden davalının marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı … …’nın 2014/M-16075 sayılı kararının “Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler, parfümeri, kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil). Sabunlar. Diş bakımı ürünleri, aşındırıcı ürünler (zımpara bezleri, zımpara kağıtları, aşındırıcı pastalar dahil)” emtiaları yönüden iptaline, bu emtialar yönünden dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemece yapılan vakıa ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkeme hükmünün Yargıtay’dan geçen benzer kararlarda (11.Hukuk Dairesi 2014/15957 E. – 2015/1091 K. ) kabul edilen ilkelere uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı … ve davalı şirket vekilleri temyiz etmiştir
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı … ve davalı şirket vekillerince yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı … ve davalı şirket vekillerince vekilince temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istekleri halinde aşağıda yazılı 26,90 TL harcın temyiz eden davalı … ve davalı şirkete iadesine, 13/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.