Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1326 E. 2018/6778 K. 05.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1326
KARAR NO : 2018/6778
KARAR TARİHİ : 05.11.2018

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.05.2016 tarih ve 2013/125-2016/104 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalılar vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin başta dayanıklı tüketim malları ve bunların üretiminde kullanılan yan malzemeler olmak üzere yaygın biçimde üretim ve satış faaliyetinin bulunduğunu, … dışında da sektörün büyük ve tanınmış kuruluşlarından olduğunu, “…” esas ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davacının itirazının … kararı ile red edildiğini, markanın kullanılacağı mal ve hizmetlerin aynı/benzer olduğunu, davaya konu … kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek … kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kurum kararının yerinde olduğunu, markaların benzemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davalı şirketin dünya çapında yaklaşık 50 ülkede aktif işletmeye sahip olduğunu, dava konusu “…” markasının başta menşei ülkesi olmak üzere pek çok ülkede aktif olarak kullanıldığını ve tescil edildiğini, markların farklı emtialarda tescil edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı başvurusunun 2011/108809 sayılı “…” ibareli olduğu, tescil kapsamında 11, 37, 40, 42. sınıftaki bir kısım emtiaların yer aldığı, davacıya ait markaların 175464, 2007 60311, 2011 19908, özel 268 sayılı ve önceki tarihli “…” esas ibareli olduğu, tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerin 04, 06, 07, 08, 09, 11, 12, 14, 16, 20, 21, 27, 28, 35, 37. sınıflardaki mal ve hizmetlere ilişkin olduğu, davalıya ait marka başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerle davacıya ait markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerin benzer olduğu, davacıya ait markalar ile davalıya ait marka başvurundaki ibarelerin fonetik ve görsel açıdan benzer olduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca markalar arasında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu, KHK’nın 8/4. maddesine göre tanınmışlığın sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile … kararının 11, 37, 40 ve 42. sınıfa dahil bir kısım mal ve hizmetler yönünden iptaline, bu mal ve hizmetler yönünden davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, … kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece davacının ‘…’ ibareli markaları ile aynı mal ve hizmetlere ilişkin davalının ‘Geko’ ibareli marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, … kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Ancak, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescili için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal ve hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescili için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa, marka sahibinin tescile itirazı üzerine başvurunun reddine karar verilir. İltibasın tespitinde, markaların farklılığından ziyade benzer kısımlarının değerlendirilmesi önemlidir. Marka hakkının ihlalinden söz edebilmek için, iltibas tehlikesi gerekli ve yeterlidir. Bu ihtimalin gerçekleşebilir olması önemlidir. Bunun tespitinde ortalama alıcılar dikkate alınacaktır.
Somut olayda taraf marka ibareleri dikkate alındığında davacının “…” ibareleri markaları ile davalının ‘…’ ibareli markasının tescilli oldukları sınıfların örtüştüğü tartışmasızdır. Ancak, davacı markaları ile davalı markası arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olmadığı, tüketici kitlesinde firmalar arasında bir irtibat olduğu zannı doğurmayacak kadar markaların birbirinden farklılaştığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece, markalar arasında 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı kabul edilerek davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 05/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.