Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1243 E. 2018/6929 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1243
KARAR NO : 2018/6929
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/09/2015 tarih ve 2014/718-2015/377 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından ithal edilen emtiaların müvekkili tarafından tanzim olunan konişmento kapsamında taşındığını, 20/05/2012 tarihinde … Limanına tam ve sağlam olarak tahliye edildiğini, yük teslim belgesinin alındığını, konteynerin davalı tarafından teslim alınmadığını, davalının yük teslim belgesini alması ile dava konusu alacaktan sorumlu olduğunu, taşımanın dayanağı konişmentodaki hüküm uyarınca 5.656,00 USD demuraj ücreti oluştuğunu, 5.500,00 USD kırklık konteyner bedelinin konişmentodaki hüküm gereği talep edilebileceğini ileri sürerek, 11.156,00 USD’nin davalıdan ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, konteynerlerin müvekkili tarafından teslim alınmadığını, malların gerçek alıcısının müvekkili olmadığını, müvekkilinin … konumunda olduğunu, demuraj talebinin taşıtan firmadan talep edilebileceğini, ordinonun teslim alınmasının yükün fiilen teslim alınması anlamına gelmeyeceğini, ordino ile gümrüğe yapılan başvuruya rağmen malların teslim alınmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, konişmentoya göre davacının taşıyan, davalının gönderilen, dava dışı İnter Logistica firmasının ise yükleten olduğu, konteynerlerin iadesinde gecikme sebebi ile bedel isteyebilecek kişinin navlun sözleşmesi uyarınca taşıyan olduğu, konteyner gecikme ücretinin navlunun teferruatı niteliğinde olup borçlu sıfatının taşıtana ait olduğu, davacı tarafından ordinonun davalı adına düzenlendiği, ordinoyu alan davalının taahhütname imzaladığı, davalının ordinoyu alarak eşyanın vasıtasız zilyetliğini ele geçirme imkanını elde ettiği, yine konişmentoda gecikme ücretinden gönderilenin sorumlu olacağının belirtildiği, konişmento uyarınca 5.656,00 USD konteyner gecikme ücreti talep edilebileceği, davacının yargılama aşamasında konteyneri teslim aldığı gerekçesiyle, konteyner bedeline ilişkin talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına; konteyner gecikme bedeli yönünden davanın kabulüne, 5.656,00 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereğince faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, konteynerın yargılama aşamasında davacı tarafa teslim edildiği gerekçesiyle bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak, konişmentoda yer alan kayıt uyarınca, konteynerin yetmiş günün sonunda hala teslim edilmemesi halinde, gönderilenin bu güne kadar oluşan konteyner gecikme ücretine ilave olarak kırk feetlik konteyner için 5.500 USD ödeyeceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, konteyner bedelinin tahsil edilmeyip demuraj ücretinin işliyor olması durumunun davalı aleyhine olacağı ve davacının konteyner bedelini talep edebileceği hususu mütalaa edilmiştir. Bu durumda, konişmentoda öngörülen konteyner bedelinin konteynerın teslimi halinde talep edilemeyeceğinin kabulü mümkün olmayıp, bu alacak kalemi yönünden de davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.