Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1225 E. 2018/7756 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1225
KARAR NO : 2018/7756
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/10/2015 gün ve 2015/756 – 2015/773 sayılı kararı onayan Daire’nin 17/10/2016 gün ve 2016/2135 – 2016/8173 sayılı kararı aleyhinde asıl ve birleşen … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/246 esas sayılı dosyasının davalısı, birleşen … 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/206 Esas sayılı dosyasının davacısı … vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, davalılardan …’in …c. San. Ltd. Şti.’nin %50 hissedarı ve münferit yetkilisi olduğunu, müvekkilinin ise son zamanlarda münferit imzaya yetkili kılındığını, ancak hesapların fiilen davalılardan …’in denetiminde kaldığını, davalı …’in münferit imza yetkisine dayanarak şirketin marka ve internet adresini kendi adına tescil ettirdiğini, davalı …’in bu eylemlerinin haksız rekabet, emniyeti suistimal teşkil ettiğini, yine davalı …’in üzerine araç alıp parasını şirkete ödettirdiğini, bunlara bağlı olarak ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığını ileri sürerek davalı her iki şirketin haklı nedenlerle feshini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 28.10.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile fesih talebinden vazgeçtiklerini beyanla davalı …’in her iki ortaklıktan çıkarılmasını istemiştir.
Birleştirilen … 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/206 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili, davacı … ve davalının, davacı şirkette %50’şer oranda ortak olduklarını, asıl dava devam ederken tarafların uzlaşmaya çalıştığını, davalının uzlaşmaya yanaşmadığını, aslında ortaklara ait olan taşınmazların davalı adına tescilli olduğunu, davalının, müvekkili …’e ait Rusya’daki şirket hisselerini de kendi üzerinde tuttuğunu, davacı şirketin mali durumunun iyi olduğunu, davalının asıl davada ısrarla fesih istediğini, feshin son çare olması gerektiğini ileri sürerek davalı ortağın gerçek payının ödenerek davacı şirketten çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/246 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili, davalının, şirketlere ait markayı uhdesine geçirdiğini, yöneticiliğini yaptığı şirketi zarara uğrattığını, %50 ortak ve münferit temsile yetkili davacı …’ı şirkete sokmadığını, ona karşı suç teşkil eden davranışlarda bulunduğunu ileri sürerek davalının, davacı şirketlerden çıkarılarak payının müvekkili …’a devrini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda, davalı taraflar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen dosyalara ilişkin olarak yargılama aşamasında tarafların 28.02.2014 tarihli sulh protokolü ile 01.03.2014 ve 08.05.2014 tarihli ek protokoller uyarınca sulh oldukları, her ne kadar taraflarca gayrimenkul değerlemelerinin ve ekonomik güncellemelerin mahkemece yapılması suretiyle sulhun infazı talep edilmiş ise de mahkemenin infaz makamı olmadığı, sulh protokolünün uygulanmasından çıkacak ihtilafların derdest davanın konusunu oluşturmayıp ayrı bir dava konusu olduğu, ayrıca taraflarca sulh protokolü doğrultusunda hüküm tesisinin de açıkça talep edilmediğinden mahkemece yapılacak işlemin sulhun tespitinden ibaret olduğu gerekçesiyle sulhun tespiti ile asıl ve birleşen davalar konusuz kaldığından karar tesisine yer olmadığına ve tarafların sair istemlerinin reddine dair verilen kararın, asıl ve birleşen … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/246 Esas sayılı dosyasının davalısı, birleşen … 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/206 Esas sayılı dosyasının davacısı … vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Asıl ve birleşen … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/246 Esas sayılı dosyasının davalısı, birleşen … 35. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/206 Esas sayılı dosyasının davacısı … vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Asıl ve birleşen davalar, davalıların haklı sebeplerle … Tic. Ltd. Şti.’den çıkarılmalarına ilişkindir. Mahkemece, tarafların sulh olduğundan bahisle sulhun tespiti ile asıl ve birleşen davaların esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Taraflar mahkeme dışında yapmış oldukları yazılı bir sulh sözleşmesini mahkemeye verirler ve buna (yazılı sulh sözleşmesine) göre davada sulh olduklarını bildirirlerse, bu yazılı sulh sözleşmesinin mahkemeye verildiği duruşma tutanağına yazılır (6100 sayılı HMK. md. 154,3/f). Bu halde, mahkemeye verilen yazılı sulh sözleşmesinin ayrıca tutanağa geçirilmesine (yazılmasına) gerek yoktur. Çünkü, duruşma tutanağında eklendiği yazılı olan belgelerin içeriği de tutanak metni hükmündedir (md.154,4). Ancak, bu halde, mahkemeye verilen yazılı sulh sözleşmesinin duruşmada tarafların önünde okunması, okunduğunun da duruşma tutanağına yazılması ve ondan sonra tutanağın (md.154,3/ç’ye göre) taraflara (veya sulh için vekillerine) imza ettirilmesi gerekir. Böylece, mahkeme dışı sulh, mahkeme içi sulhe dönüşür. Prof. Dr. Kuru- Prof. Dr. Arslan- Prof. Dr. Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders kitabı, s. 534-535) Somut uyuşmazlıkta, …. ve Tic. Ltd. Şti.’nin eşit hisse ile ortakları olan taraflar arasında 28.02.2014 tarihli sulh protokolü ile 01.03.2014 ve 09.05.2014 tarihli ek protokoller imzalanmış, 28.02.2014 tarihli asıl protokolde davalı şirket ile hakkındaki dava tefrik edilen … ve Tic. Ltd. Şti.’nin ve bu şirketlere ait malvarlıklarının paylaştırılmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Anılan protokolün “xviii” bendinde paylaştırma hususunda kendilerine görev verilen Av…. ve …’ya verilecek tam yetkili vekaletnamelerden sonra tarafların işbu dava da dahil olmak üzere birbirleri aleyhine açtıkları hukuk ve ceza davalarını geri çekecekleri kararlaştırılmıştır. Asıl protokolün düzenlenmesinden sonra 13.03.2014 ve 05.06.2014 tarihli celselerde taraflar, davalar ve sulhle ilgili görüşmelerin sürdüğünü beyan etmişlerdir. 08.07.2014 tarihli celsede davacı tarafça, birleşen dosya davalısı vekilince davanın konusuz kaldığı yönündeki beyanına davalı- birleşen dosya davacısı tarafından karşı çıkılarak sulh görüşmelerinden netice alınmadığı ifade edilmiş, anılan taraf vekili tarafından müteakip celselerde de paylaşım görüşmelerinin devam ettiği, bilirkişi atanarak yargılamanın olağan halinde yürümesi gerektiği, protokolün bir sulh sözleşmesi değil iyiniyet metni niteliği taşıdığı, sulh protolünce yapılan maddi değerlendirmelere müvekkilince onay verilmediği, yeniden değerlendirme yapılmasının ve şirket değerinin güncellenmesi gerektiği beyan edilmiştir. Mahkemeye sunulan bir kısım dilekçelerde de davacı, birleşen dosya davalısının sulhe ilişkin uyuşmazlık çıkardığı, sulh ve paylaştırma işlemlerini ifa için görev alan vekillerin bu işe ilişkin sözleşmeyi feshettiği, rakamsal değerlerde mutabakatın sağlanamadığı ifade edilmiştir.
Bu açıklamalara göre, mahkemece yargılamanın hiç bir aşamasında sulh koşullarının yerine getirildiği, sulh protokolüne bağlı olarak karşılıklı açılan davalardan vazgeçildiğine dair açık bir beyan olmadığı nazara alınmaksızın sulhun gerçekleştiği gerekçesiyle davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi yerinde görülmemiş, bu bakımdan asıl ve birleşen 2013/246 esas sayılı dosyanın davalısı, birleşen 2013/206 Esas sayılı dosyasının davacısı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.10.2016 tarih 2016/2135 E.-2016/8173 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen 2013/246 esas sayılı dosyanın davalısı, birleşen 2013/206 Esas sayılı dosyasının davacısı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 17.10.2016 tarih 2016/2135 E.-2016/8173 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.