Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1195 E. 2019/697 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1195
KARAR NO : 2019/697
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen …/11/2016 tarih ve 2014/475-2016/901 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 22/01/2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili nezdinde taşıma rizikolarına karşı sigorta örtüsüne alınan emtianın davalı tarafından…’den Türkiye’ye hasarlı şekilde taşındığını, sigorta tazminatının ödendiğini, rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, 30.135.20 YTL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, ezilmeden kaynaklanan hasar olduğunu, tazminat isteminin fahiş bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda, hasarın mahiyeti ile davacının dayandığı sigorta poliçesi ile ilgili yapılan ekspertiz ve davalının sorumluluk sigortası nedeniyle yapılan ekspertiz raporları değerlendirilmek suretiyle davacının gerçek zararının ….395 CHF karşılığı 11.669,00 YTL olarak hesaplandığı, bu tutarın ……..maddesindeki sorumluluk limitinin altında bulunduğu ve davacı tarafından istenebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 28.347,… TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, taşıma sigorta poliçesine dayalı rucuan tazminat istemine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nin 298/…. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece verilen kararda ‘‘ 11.669,44 YTL hasar zararının davalıların müşterek sorumluluğunda bulunduğu kanaatine varıImıştır.’’ denilmiş; kararın gerekçe kısmında ise ‘‘Davanın kısmen kabulü ile; 28.347,… TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine’’ karar verilmiş olup, bu haliyle gerekçe ile hüküm çelişkili olduğundan Yargıtay denetimine elverişli ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde gerekçeli karar verilmesi için hükmün re’sen bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, mahkemece karar başlığında da belirtildiği üzere davada iki davalı şirket bulunmakta olup, hükmedilen tutarın hangi davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin hangi davalı lehine veya aleyhine olduğu anlaşılamayack şekilde ”davalıdan tahsiline” veya ”davalı lehine/ davalıdan alınarak” şeklinde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün açıklanan bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
…- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen taraflar yararına BOZULMASINA, (…) Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, …/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.