Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/1173 E. 2018/7750 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1173
KARAR NO : 2018/7750
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/05/2012 tarih ve 2011/50-2012/102 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili, davalı …A.Ş. İflas İdaresi vekili ile davalı … vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin …’da çalışarak biriktirdiği paraları İmar Bankası’na yatırdığını ve hesap cüzdanı aldığını, daha sonra 03.07.2003 tarihli kararla bankanın …’ye devredildiğini, ayrıca … tarafından …. hesaplarına yatırılan paraların ödenmeyeceğinin ilan edildiğini, oysa müvekkilinin parayı …. hesabına değil davalı bankaya yatırdığını, cüzdan üzerine …. yazılmasının müvekkilinin talimatı dışında olduğunu, davalı banka yanında bu bankanın ve…. Ltd.’nin hakim ortağı olan …’ın da doğan zarardan sorumlu olduğunu, davalı … ve …’nin de gerekli denetimleri yapmaması nedeniyle bu usulsüz işlemlerden dolayı sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek, 365.846.66 EURO karşılığı 701.840.23 YTL’nin avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili ile … vekili, davanın idare mahkemesinde görülmesi gerektiğini, öncelikle görev ve yetki itirazları nedeniyle davanın usulden reddini ve ayrıca esas yönünden de davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalılardan … vekili, müvekkilinin … tarafından kuruma atanan bir görevli olduğunu, kendisine husumet düşmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …A.Ş. İflas idaresi vekili, müflis bankanın bu işlemde …. nezdindeki bu havale işleminde havaleyi yapmaktan başka bir katkısının bulunmadığını, muhatabın müflis banka olamayacağını savunmuştur.
Davalılardan … ve …. Ltd. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı … bankaya 26/9/2001 ve 19/11/2001 tarihlerinde iki hesap açtırdğı ve davacının bu mevduat alacağının davalı banka tarafından kıyı bankası olarak nitelendirilene …. hesabına aktarıldığı,…. Ltd’de değerlendirilen bu mevduattın sigorta kapsamında olmadığı bu nedenle …’nin bundan sorumlu olamayacağı, keza davalı …’nın da bankaya el konulmasından önceki işlemlerden sorumlu tutulamayacağı, ancak bu iki kurum yönünden hizmetin yürütülmesinde idari bir kusuru söz konusu ise bunun tartışma yerinin idari yargı olduğu, bir kamu görevlisi olarak atama ile görev yapan …’a husumetin yöneltilemeyeceği, yine banka ortağı yönetim kurulu üyesi olan …’a da bu aşamada husumetin yöneltilemeyeceğini, ancak 698.686,00 TL davacı alacağının müflis banka iflas masasına alacak olarak kaydı gerektiği gerekçesiyle, davalı … ve …’ya yöenlik davanın yargı yolu yönünden reddine, davalı …’a yönelik davanın husumet nedeniye reddine, davalı …’a yönelik davanın husumet nedeniyle reddine, Müflis bankaya yönelik davanın kayıt kabul davası olarak kısmen kabulü ile 698.686,00 TL’nin müflis banka iflas masasına alacak kaydı olarak kaydına, davalı …-Shore Ltd’ye yönelik davanın kısmen kabulü ile 698.686,00 TL’nin tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalı …A.Ş. İflas İdaresi vekili ile davalı … vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılar …, …, Müflis İmar Bankası A.Ş. ve …’a yönelik tüm, davalı … A.Ş İflas İdaresi vekilinin aşağıdaki 3 numaralı bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin davalı …’a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin parasını gerçekte davalı … A.Ş’ye yatırdığını, bu bankanın çalışanlarının paranın başka bankaya yatırıldığını açıklamadıklarını, logolar dahil …. Bankasıyla aynı banka gibi davrandığını, yönetim ve faaliyetleri dikkate alındığında …. Bankasının paravan amaçlı kurulduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin meydana gelen zararından sorumlu olduğunu, davalı …’ın ise, bu bankanın yöneticisi bulunduğunu, …’nin 336. maddesi uyarınca sorumluluğunun olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca, aralarında davalı …’ın davalı … A.Ş’nin yöneticileri hakkında davalı …-Shore Limited’e aktarılmayan paralarla ilgili olarak dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla … 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/10 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, … hakkındaki ceza davasının sanığın yakalanamadığı ve savunmasının alınamadığı gerekçesiyle ana dava dosyasından tefrik edildiği, ancak ana dava dosyasında bankanın diğer yöneticileri hakkında bir kısım suçlar yönünden zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve bir kısım suçlar yönünden ise mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, kesinleşen ceza davasında mudi sahiplerinin iradeleri dışında bu hesapların adeta hesap sahibini rızası varmışcasına …. Kıyı Bankasına havale işleminin müflis banka tarafından kağıt üzerinde yapıldığı, oysa hiçbir zaman bu paraların kıyı bankasına gönderilmediğinin belirlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı … ile davalı … A.Ş’nin diğer yöneticileri hakkında açılan kamu davasında her ne kadar … yönünden henüz bir karar verilmemiş ise de, davalı … yönünden ceza davasının beklenmesinde bir yarar elde edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece bir kısım yöneticiler hakkında verilen zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırma ve mahkumiyet kararları da nazara alındığında davalı …’ın davalı bankanın yöneticisi olması nedeniyle B.K. 41 ve …’nın 321/son maddeleri uyarınca zarardan sorumlu tutulabileceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Davalı … A.Ş. İflas İdaresi vekilinin temyiz itirazlarına gelince; İİK’nın 195. maddesi gereğince iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekmektedir. Kural olarak iflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Somut olayda dava iflas tarihinden sonra açılmış olup, davacının masaya kaydı gereken 365.846,66 EURO alacağının nasıl belirlendiği, hangi tarihli kurdan karşılığının hesaplandığı açıklanmadan davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, belirtilen hususlar doğrultusunda denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak alacağın hesaplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-Davalı … vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; mahkemece, davalı … yönünden idari yargının görevli olması nedeniyle dava usulden ret edilmiş olmasına rağmen kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı … yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesi doğru olmamış hükmün bu nedenle davalı … yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalılar …, …, Müflis İmar Bankası A.Ş. ve davalı …’a yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı … yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … A.Ş. İflas İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu davalı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı … yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.