Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/108 E. 2018/6119 K. 08.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/108
KARAR NO : 2018/6119
KARAR TARİHİ : 08.10.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … (…) . Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/11/2016 tarih ve 2013/23-2014/225 sayılı ek kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı nezdinde sigortalı bulunan emtianın …’den …’ye, 6 … tahtında, davalı tarafından taşınması sırasında hasarlandığını, 6 ayrı hasar nedeniyle sigortalıya yaptıkları ödemenin davalıdan rücuen tahsili için başlattıkları icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini, inkar tazminatına hükmedilmesini, gemi üzerinde kanuni rehin hakkı doğduğunun tespitini talepve dava etmiştir.
Davalı vekili, tahkim itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tahkim itirazının kabulü ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Karar, Dairemizin 2014/15065 Esas, 2015/1246 Karar sayılı ilamı ile onanmış, davacı vekilinin karar düzeltme talebi ise Dairemizin 2015/6345 Esas, 2015/13332 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir. Davalı vekili, tashih talebinde bulunmuş, mahkemece 15/03/2016 tarihli kesinleşme şerhinde ki tarihinin sehven 10/12/2015 olarak yazıldığı gerekçesiyle kesinleşme tarihinin 04/02/2015 olduğunun tashihine karar vermiştir.
Davacı vekili, kesinleşme tarihinin Yargıtay onama kararının verildiği tarih olan 04/02/2015 olarak düzeltildiğini, bu aşamada aynı kararda iki kesinleşme şerhi olduğunu, verilen görevsizlik kararı üzerine taraflarınca tahkim yoluna başvurulduğunu ve tahkim yargılamasının devam ettiğini, bu tahkim yargılaması sırasında kararın hangi tarihte kesinleştiği hususunun tahkim yoluna başvurma süresi açısından büyük önem taşıdığını, taraflarından karar düzeltme yoluna başvurulduğunu, bu talebin Yargıtay’a gönderildiğini, aksi taktirde onama kararı kesin kabul edildiği takdirde başvurunun reddinin gerektiğini, ya
da onama kararında kararın kesin olduğu belirtilerek kararın karar düzeltme yolu kapalı olarak onanması gerektiğini, karar düzeltme isteminin ret ile sonuçlandığını, ancak bunun karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararın tebliği ile birlikte öğrenebileceğini ileri sürerek, kesinleşme tarihinin açıklığa kavuşturulmasını ve karara muttali olunan tarihin esas alınmasını talep etmiştir.
Mahkemece, Yargıtay’ın her kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı, görevsizlik kararlarına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği, 19/06/2014 tarihli verilen görevsizlik kararı ile ilgili olarak verilen kararın 04/02/2015 tarih 2014/15065 Esas, 2015/1246 karar sayılı ilam ile onandığı, davacı tarafca karar düzeltme talebi üzerine 10/12/2015 tarihli 2015/6345 Esas, 2015/13332 Karar sayılı ilam ile ile karar düzeltme yolu kapalı olduğundan bahisle istemin reddine karar verildiği, 15/03/2016 tarihli kesinleşme şerhinde kesinleşme tarihi sehven 10/12/2015 olarak yazılmış ise de kesinleşme tarihinin 04/02/2015 olduğunun tashihine karar verildiği, her ne kadar Yargıtay onama ilamı sonunda verilen hükmün kesin olduğu belirtilmemiş ise de, bu hususun kanun gereği karar düzeltme yolu kapalı olan karara karşı karar düzeltme yolunu açmayacağı gibi karar düzeltme talep dilekçesinin mahkemece reddi mümkün olmadığından istemin Yargıtayca değerlendirilmesi sonucunda onama ilamı ile kesinleşen hükmün kesinleşme tarihinin değişmeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Ek kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ek kararı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan 30/11/2016 tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.