Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/106 E. 2018/7807 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/106
KARAR NO : 2018/7807
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 17. Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.09.2016 tarih ve 2014/917-2016/414 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.12.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin acentesi olduğu gemi ile Çin’den Türkiye’ye taşınan emtianın, herhangi bir talimat ve onay olmaksızın, orijinal konişmento da aranmaksızın 3. kişi veya kişilere teslim edildiğini, davalı tarafından yetkisiz kişilere teslim nedeniyle doğan zararın müvekkilince dava dışı gönderene ödendiğini, bu zarardan davalının sorumlu bulunması nedeniyle ödenen bedelin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine itirazının iptaline, %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının öncelikle halefiyet yoluyla talep ve dava hakkına sahip olduğunu kanıtlamasının gerektiğini, …’nın 1067. maddesi uyarınca dava hakkının düştüğünü, bir zarardan behsedilebilmesinin taşınan malın bedelinin alıcıdan tahsil olunamamasına bağlı bulunduğunu, deniz yolu ile taşımalarda tazminat sorumluluğunun sınırlandırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının göndericisi olduğu emtianın gemi ile Çinden Türkiye’ye taşındığı, davalının ise geminin acentesi olduğu, yükün konşimento aranmaksızın 3. kişi ya da kişilere teslim edildiği, bu nedenle davacının gerçek alıcıya 50.000 USD tutarında tazminat ödediği, davacı tarafça dava konusu eşyanın numunesi ya da cins, nevi ve niteliklerine ilişkin bilgi belge ve herhangi bir katalog ibraz edilmediğinden mal değerinin dosyaya sunulan gümrük beyannamesi ve ekindeki faturalara göre ya da mahreç ülke gümrük çıkış beyannameleri ve bağlantılı faturalara göre tespit edilmesi gerektiği, davalının eksik vergi ödemek maksadıyla mal Türkiye’ye geldikten sonra gümrük giriş beyannamesinde eksik tutar bildirmesinin muhtemel olduğu bu nedenle mahreç ülke olan Hong Kong başkonsolosluğu ve Hong Kong ticaret odası tarafından tastikli faturalar ve gümrük beyannamesinin değer tespitinde esas alınması gerektiği zira, söz konusu faturaların malların gerçek kıymetini göstereceği kanaatine varıldığı, malın çıkış beyannamesi ve faturalarda mal değeri olarak 70.217,79 USD gösterilmiş ise de, davacı tarafından gerçek alıcıya 50.000 USD ödeme yapılıp bu tutar üzerinden dava açıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, davalının itirazının iptaline, 50.000 USD’nin 16/12/2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte BK nın 84. m. kapsamında davalıdan tahsili için icra takibinin devamına, %40 oranı üzerinden hesap edilen 24.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 3.656,63 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 11/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.