Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/969 E. 2016/1788 K. 22.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/969
KARAR NO : 2016/1788
KARAR TARİHİ : 22.02.2016

MAHKEMESİ : ………. MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2014
NUMARASI : 2014/91-2014/91 D.İŞ

…….verilen 16/09/2014 tarih ve 2014/91-2014/91 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakim………. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, müvekkili ile ihtiyati haciz talep eden alacaklılar arasında 10.02.2014 tarihli borç tasfiye protokolü yapılarak borçlarının miktar ve ödenme şeklinin düzenlediğini, bu tasfiye protokolü uyarınca burcun taksitlendirilip taksitler için alacaklılara senet verildiğini, protokolde senetlerden herhangi birinin vadesinde ödenmemesi halinde geri kalan senetlerin muaccel hale geleceğinin belirtildiğini, alacaklılar tarafından protokolde düzenlenen senetlerden 15.07.2014 vadeli senedin vadesinde ödenmediği bu nedenle protokol uyarınca diğer senetlere ilişkin alacağın da muaccel olduğu iddiasıyla ihtiyati haciz kararı verilmesi isteminde bulunulduğunu, mahkemece talep doğrultusunda müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, ancak vadesinde ödenmediği iddia edilen 15.07.2014 tarihli senede ilişkin borcun 15.06.2014 vadeli senetle birlikte alacaklılara ödendiğini, bu nedenle vadesinde ödenmeyen bir borcun bulunmadığını, bakiye senetlerin de muaccel hale gelmediğini, verilen ihtiyati haciz kararının yerinde olmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İhtiyati haciz isteyen alacaklılar vekili, ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığını, itiraz eden borçlu vekilince ileri sürülen itiraz sebeplerinin menfi tespit davasının konusu olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığı, bu madde uyarınca sadece yetki, teminat ve haciz sebeplerine ilişkin itirazda bulunulabileceği, itiraz eden vekilince ileri sürülen hususların bu sebepler dahilinde bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili temyiz etmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, ihtiyati hacze itiraz eden (borçlu) vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.