Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/9430 E. 2018/2226 K. 22.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9430
KARAR NO : 2018/2226
KARAR TARİHİ : 22.03.2018

MAHKEMESİ : … 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.04.2016 tarih ve 2013/190-2016/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve karşı temyiz yolu ile davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, http://…, http://…, www……., …, www……., www….kasalar.com isimli web sitelerinde ve iş yerinde müvekkiline ait markaların davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını, bu konuda … 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nde ihtiyati tedbir kararı alındığını, bu alan adlarından birinin dava dışı şahsa ait olmakla beraber davalıya ait siteye yönlendirme yapıldığını iddia ederek marka hakkına tecavüzün tespitini, davalının iş yerinde ve web sitelerinde, alan adlarında, ticari evrak ve tanıtımlarda markanın kullanılmasının önlenmesini, KHK’nın 62/a-b maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 7.094,45 TL maddi ve 6.000 TL manevi tazminatın davalıdan dava tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle birlikte tahsili ile kararın ilanını talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin markaları davacı ile olan sözleşme kapsamında kullandığını, sözleşmede kullanıma izin verildiğini, davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu, bu sözleşmenin feshedildiği tarihte davacıyla aynı grup içinde yer alan … Güvenlik Sistemleri A.Ş. ile de bayilik sözleşmelerinin bulunduğunu, davacı tarafından feshedilen sözleşme dışında dava dışı şirketle olan bayilik sözleşmesi gereğince de müvekkilinin markayı kullanma hak ve yükümlülüğünün bulunduğunu, markanın belirtilen her iki sözleşme ile kullanıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalının sözleşme imzaladığı şirketin davacı şirketlerden farklı olduğu, marka hakkının davacı şirketlerde olduğu, imzalanan sözleşmenin de feshedildiği anlaşıldığından marka hakkında tecavüz eyleminin gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, tecavüzün önlenmesine, … markasının davalıya ait iş yeri tabela, web sayfası, alan adlarında, tanıtım ve ticari evrakta kullanımının önlenmesine, … 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/42 D.İş dosyasında verilen 05/09/2013 tarihli tedbir kararında belirtilen www……., www……., www….kasalar.com internet sitelerinde … ibaresinin kullanımının önlenmesine, davacının değişik iş dosyasının infazıyla ilgili olarak talep ettiği masraflar karşılığı 68,05 TL D.İş harcı, 755,80 TL D.İş dosyası gideri, 60,60 TL icra harcı ve söz konusu dosyadaki asgari tarifeye göre ….600 TL ve…t ücreti olmak üzere toplam ….484,45 TL’nin ve 6.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm altına alınan alacaklara dava tarihinden en yüksek reeskont faizi yürütülmesine, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin yüksek trajlı gazetelerden birinde bir kez ilanına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili ve karşı temyiz yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
…- Ancak, 6100 sayılı HMK’nın “Geçici Hukuki Korumalar” başlıklı …. kısmının içinde delil tespiti de bulunmakta olup, aynı Yasa’nın 323/ç madde ve fıkrası gereğince de Geçici Hukuki Koruma Tedbirleri nedeniyle yapılan giderler, yargılama giderleri kapsamındadır. Bu durumda, mahkemece 4. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin 2013/42 D.İş sayılı dosyasındaki yargılama giderlerinin maddi tazminat olarak hükmedilip dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacılar ile vekilleri arasında yazılı bir avukatlık sözleşmesinin bulunmadığı kabul edilmesine karşın delil tespit isteminin mahiyeti de gözetildiğinde Avukatlık Kanunu’nun 164/4. maddesi hükmü uyarınca anılan dosyaya ilişkin avukatlık ücretinin delil tespitinin yapıldığı 2013 yılı Tarifesinin İkinci Kısım Birinci Bölüm 1. maddesinde yazılı delil tespiti için öngörülen miktar yerine ….600 TL olarak belirlenmesi suretiyle maddi tazminat hesabında bu rakamın esas alınarak hükme varılmış olması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.