Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/8830 E. 2017/1771 K. 23.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8830
KARAR NO : 2017/1771
KARAR TARİHİ : 23.03.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/12/2015 tarih ve 2014/817-2015/1011 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21/03/2017 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı şirketin 2009 yılında faaliyete başlamış olduğunu, ayrıca davalı şirket ile … San. ve Tic A.Ş arasında hakim şirket-bağlı şirket ilişkisi mevcut olduğunu, gerek davalı şirkette gerekse dava dışı … San. ve Tic. A.Ş müvekkillerinin azınlık konumunda olduklarını, davalı şirketin hakim ortaklarınca davacılara şirket kurulduğu günden bu yana şirketin işleyişi ile ilgili olarak bilgi verilmediğini, davalı şirket ile ilgili alınan kararlarda da oy kullanmalarının engellendiğini, bu doğrultuda müvekkillerinin şirketin işleyişi ile ilgili bilgi almak adına davalı şirkete 2013 yılı başlarında hukuki bir süreç başlatmış olduklarını, davalı şirket tarafından 2013 yılı genel kurul toplantısının da kanunda öngörülen süre içerisinde yapılmadığını, bu nedenle davalı şirkete ihtarname keşide edilerek 2013 yılı genel kurul toplantısının derhal yapılması hususunun ve kar dağıtımı yapılması hususunun ihtar edildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonra davalı şirket tarafından 2013 yılı genel kurul toplantısının 16.05.2014 tarihinde yapıldığını, daha sonra söz konusu genel kurulun sermaye arttırımına ilişkin maddesinin tadili için 07.07.2014 tarihinde olağan üstü genel kurul toplantısının yapıldığını, bu toplantılardan 16.05.2014 tarihli genel kurul toplantısının kar dağıtımı yapılmasına ilişkin 10/a maddesi görüşülmüş olmasına rağmen herhangi bir oylama yapılmadığını ve karar alınmadığını, 07.07.2014 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısının sermaye arttırımına ilişkin 2. maddesinin azınlık durumunda olan müvekkillerinin haklarını sınırlandırmaya yönelik olduğunu, alınan kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, hakim ortakların imza yetkilerinin olmasını da kullanarak kararları tamamen kendi insiyatifleri ile alarak şirketi idare ettiklerini, davalı şirketin kredi borçları göz önüne alındığında sermaye arttırımının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin 16.05.2014 tarihli genel kurulun 10/a maddesinin geçersizliğinin tespitini ve 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunun 2 nolu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, genel kurul kararının iptal ya da butlana konu edilebilmesi için gerçekleşmiş bir genel kurul toplantısı ve alınan bir genel kurul kararı olması gerektiğini, geçersizliğinin tespiti talep edilen 16.05.2014 tarihli genel kurulun 10/a maddesi ile ilgili görüşme yapılmış ise de herhangi bir karar alınmadığını, ayrıca maddenin görüşülmesi sırasında da davacıların herhangi bir taleplerinin olmadığını, 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurulunun 2 nolu kararının konusunun iç kaynaklardan sermaye arttırımı olduğunu, sermaye arttırımının yatırımlar ve büyümenin getirdiği bir zorunluluk olduğunu, tüm sermaye şirketlerinin temel hedeflerinin büyümek ve kar etmek olduğunu, davacı şirketin piyasa şartlarında rekabet etme zorunluluğu olduğunu, kullandığı işletme kredileri nedeniyle kar dağıtımının mümkün olmadığını, şirketin zaman içinde yatırımlar nedeniyle karlılığı ve duran varlıkları artsa bile kısa vadede nakit sıkıntısının olduğunu, peynir sektöründe faaliyet gösteren şirketin büyümek ve piyasada kalabilmek için sürekli yatırım faaliyeti gerektiğini, alınan kararda yasaya, ana sözleşmeye, objektif iyi niyet kurallarına ve eşit davranma ilkesine aykırı davranılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu genel kurul kararlarından 16.05.2014 tarihli olağan genel kurulun 10/a maddesinde kar payı dağıtımına ilişkin sadece müzakere yapıldığı, herhangi bir oylama yapılmadığı gibi alınmış bir karar da bulunmadığı, iptal edilmesinde davacıların korunmaya değer hukuki bir menfaatlerinin olmadığı gerekçesi ile bu madde bakımından davanın reddine; 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurulun 2. maddesinde oy çokluğu ile alınan dönem karının tamamının sermayeye eklenmesine ilişkin genel kurul kararının ise, gerek geçmiş 5 yıldır hiç kar payı dağıtılmamış olması, gerek TTK 519/2-c maddesi gereğince %5 oranındaki dağıtımın bile yapılmamış olması, yine, halihazırdaki dönem karının tamamının sermaye artışında kullanılması, davacıların azınlık payı göz önüne alındığında karın belli bir oranının pay sahiplerine dağıtılmasının şirketin yatırım ve hedeflerini önemli ölçüde etkilemeyeceği göz önüne alınarak azınlık pay sahibi olan davacıların kar payı dağıtılmasını istemekte haklı oldukları gerekçesi ile bu karar yönünden davanın kabulü ile kararın iptaline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Dava, davacıların azlık hissedarı oldukları davalı anonim şirketin 16.05.2014 tarihli 2013 yılı genel kurulunun 10/a maddesindeki kar payı dağıtımının görüşülmesine ilişkin gündem maddesinin geçersizliğinin tespiti ve aynı maddenin karara bağlanmasına ilişkin 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 2. maddesi ile alınan kar payının tamamının sermayeye eklenmesi kararının yasaya aykırılığı nedeniyle iptali davasıdır.
Mahkemece, 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 2. maddesi ile alınan kar payının tamamının sermayeye eklenmesi kararının iptali talebi yönünden davanın kabulüne ve anılan kararın iptaline karar verilmiştir.
İptaline karar verilen 07.07.2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının 2. maddesi ”Artırılan sermayenin artırım şekli ile ilgili açıklamalar yapıldı. Yapılan açıklamaya göre 207 TL bilançodaki enflasyon düzeltmesi olumlu farklarından 2.299,793 TL bilançodaki geçmiş yıllar karlarından karşılanacağı bilgisi … tarafından verildi…Yapılan oylamada 36.504 payın red oyuna karşılık 663.496 payın kabul oyu ile oyçokluğu ile esas sermayenin 7.000.000 TL’siden 9.300.000 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiştir.” şeklinde olup, kar dağıtıp dağıtılmaması ve sermaye artırımına ilişkindir.
Daha önceki tarihli şirket genel kurul toplantısında sermayenin 10 milyona çıkarılmasına karar verilmiş, bu karara muhalif kalınmamış, dava açılmamıştır ve karar kesinleşmiştir. Davaya konu genel kurul toplantısında artırılmasına karar verilen miktar 9.300.000 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiştir. Önceki genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımı kararına muhalefet edilmeyip, davaya konu genel kurul toplantısında alınan sermaye artırım kararının iptalinin talep edilmesi iyiniyet kurallarına aykırı olup, bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, istekleri halinde aşağıda yazılı 27,00 TL harcın temyiz eden davacılara iadesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.