Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/8498 E. 2018/1882 K. 12.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8498
KARAR NO : 2018/1882
KARAR TARİHİ : 12.03.2018

MAHKEMESİ : … FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen …/05/2016 tarih ve 2015/156-2016/67 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacılar vekili, birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl davada müvekkilinin …’da mukim bir firma olduğunu, 2006’dan beri tescilli markasının …’da korunduğunu, Türkiye’de bu marka ile fason üretim yaptırdıklarını, müvekkili şirketin ortağı medika şirketinin, fason üretimi Türkiye’de 2006-2013 tarihleri arasında … Sağlık Ürünleri Teks. San. Tic. Ltd’ye yaptırdığını, … büyük elçiliğinin ‘…’ markasının hak sahipliğine ilişkin yazı düzenlediğini, davalı şirketin kötüniyetli olarak 2009 yılında aynı markayı adına tescil ettirdiğini, müvekkilinin başka bir firmaya üretim yaptırdığında davalı tarafından toplatma kararı alınınca davalının adına markanın tescilli olduğunun anlaşıldığını, davalı şirketin bu markaya ilişkin tescilin kötüniyetle yapıldığını iddia ederek 2009/01012 numaralı “…” markasının sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı birleşen dava da davacı vekili, asıl davada davacının söz konusu markasının sahibi olmadığını, asıl tescil sahibinin …’daki … (…) firması olduğunu, dolayısı ile davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, birleşen dava yönünden müvekkilinin 1991 yılından beri sağlık sektöründe faaliyet gösterdiğini, flaster, ilk yardım bantları ve romatizma yakısı türündeki ürünleri üretiğini, bu ürünler için 2009 yılında marka tescili yaptığını, … firmasına ihraç ettiğini, ihraç talebi gelmeyince yapılan araştırmada davalı … şirketince müvekkil firmanın markalarının kullanılarak aynı ürünlerin …’ya ihraç ettiğini, suç duyurusu neticesinde mallara el konulduğunu iddia ederek müvekkil markasına yapılan marka tecavüzünün meni ve tespitine, kararın ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava da davalı … Sağlık Ürünleri şirketi vekili, dava konusu markanın gerçek hak sahibinin …’daki şirket olduğunu, müvekkilinin …’daki firmaya fason üretim yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden davalı …Ş. …’de 09/01/2009 tarihinde “…” markasını 5. sınıfta tescil ettirdiği, davalının …’da mukim davacı … Firmasına “…” markalı yakıları sattığının 18/01/2007 tarihli gümrük beyannamesi, yakın tarihli fatura ile sabit olduğu, sipariş üzerine bir üretim yapılması nedeniyle gümrük işlemlerinden çok daha önce markanın kullanımına ilişkin hazırlık ve üretim faaliyetleri yapıldığı, bu şekilde davalının önce markayı tescilsiz olarak üretime konu ettiği, davalının başkasına ait olduğunu bildiği bir markayı kötüniyetli tescil ettirdiğine ilişkin yeterli kanıt bulunmadığı, davacının dayandığı … marka ofisindeki tescile ait olan kayıtın davalının kötüniyetli olduğunu ispatı için yeterli olmadığı, …’daki markanın 5. sınıfta yakı için 04/…/2006’da başvurusunun yapıldığı ve …/03/2008 tarihinde tescil edildiği, sahibinin dava dışı …… unvanlı bir firma olduğu, anılan firmanın …’da üretim yapmadığı, Türkiye’de davalı …’ya aracılar vasıtasıyla üretim yaptırarak malı ülkesine ithal ettiği, davalının, malı ihraç ettiği firmanın markasını birebir almadığı, bu davayı …’daki marka sahibinin açmadığı, koruma veya kötü niyet iddiasının davacılarla doğrudan bir bağlantısının kanıtlanamadığı, marka sahibi …(…) ile davacılar arasındaki sözleşmenin markaya ilişkin lisans veya devir anlamı taşımadığı, sözleşmenin konusu ürünlerin …’da dağıtımı konusunda iş birliğinden ibaret olduğu, markanın tescilinden bu yana 5 yıldan fazla bir zaman geçtiği, nispi itiraz sebeplerine dayalı bir hükümsüzlük davasının dinlenme koşullarının bulunmadığı, kötü niyetli marka tescili iddiasının ise kanıtlanamadığı, davalı marka sahibi aynı malı 22/01/2007’de J….’e satıp gönderdiği, davacıların o tarihten beri birlikte iş yaptıkları ve markanın durumunu da bildikleri, bu durumda davacıların kötü niyeti ileri sürmelerinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen dava yönünden davalı … Sağlık Ürünleri Teks. San. Tic. Ltd. şirketinin davacı markasına ilişkin üretim, satış, ihracat girişimlerinin tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulü ile davalının “…+şekil” ibareli 2009/01012 numaralı markayı kullanarak üretim, satış, ticaret, ihracat yapmasının önlenmesine, ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın ilanına karar verilmiştir.
Kararı asıl davada davacı vekili, birleşen davada davalı … Sağlık Ürünleri Teks. San. Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, asıl davada davacının dava konusu “…” ibaresi üzerinde markasal kullanım yoluyla öncelik ve üstün hak sahibi olduğunun kanıtlanamamış olmasına göre, davacı vekilinin asıl davada aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazının reddi gerekir.
…- Ancak, asıl davada davacı kötüniyetli tescil hukuki nedenine dayalı marka hükümsüzlüğünü de talep etmiştir. Mahkemece asıl davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada mevcut sulh ceza hakimliğine sunulan 11/08/2015 tarihli belge, davalı şirket ile yapılan e-posta yazışmaları, ayrıca davalı tarafından davacı firmaya ‘…’ markalı ürünlerin satışına ilişkin gümrük beyanı ve faturalardan anlaşılacağı üzere; davacı ile davalı şirket arasında ‘…’ asıl unsurlu markayı taşıyan ürünler bakımından imalat ve ihracat sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı ile davacı arasındaki e-posta yazışmalarında davalının ‘…’ markası üzerinde üstün hakkı bulunmadığını beyan ettiği gibi, anılan markayı sözleşme tarihinden önce bizzat kullandığı savunması da kanıtlanamamıştır. Her nekadar, ‘…’ asıl unsurlu marka dava dışı … uyruklu … Şirketine ait ise de marka korumasında ülkesellik ilkesi nedeniyle, dava dışı … Şirketinin dava konusu “…” markası üzerindeki hakkı da … ülkesi için geçerlidir. Ancak, bu şirket ile davacı arasında yine … sınırları içinde geçerli bir ticari ilişki mevcuttur. Bu ilişkiye bağlı olarak da dava konusu “…” asıl unsurlu markanın üretim ve ihracatı suretiyle Türkiye’de ki kullanımı asıl dava davacısı olan şirket ile davalı arasındaki ticari
ilişkiye dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Bu durumda, …’daki marka hakkı sahibi şirketin Türkiye’de markasal bir faaliyeti bulunmadığından bahisle kötüniyetli tescil iddiasının ancak adı geçen dava dışı … şirketince ileri sürülebileceğine dair mahkeme görüşünde isabet yoktur. Öte yandan dava konusu “…+şekil” markasının asli unsurlarından birisini de “…” ibaresi oluşturduğundan işaretlerin 556 sayılı KHK 8/1-b bendi anlamında benzer olmadıklarından da söz edilemez. Bu bakımdan, 2006 yılından itibaren taraflar arasında ticari ilişki mevcut iken davalı … Şirketi tarafından “…” asıl unsurlu markanın … nezdinde gerçekleştirilen marka tescilinin kötüniyetli tescil olduğuna dair iddianın da yine bu ticari ilişkinin taraflarından biri olan asıl dava davacıları tarafından ileri sürülebileceğinin ve işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. O halde, asıl davada kötüniyetli tescil bulunup bulunmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerekirken davacıların ‘…’ markasına sahip olmadıkları ve kötüniyetin ispatlanmadığı gerekçesiyle red kararı isabetli görülmediğinden asıl davanın davacılar yararına bozulmasını gerektirmiştir.
…- Bozma sebep ve şekline göre, birleşen dava davalısı … Sağlık Ürünleri Teks. San. Tic. Ltd. Şti vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı … vekilinin asıl davaya yönelik aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, (…) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davacı yararına BOZULMASINA, (…) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava davalısı … Sağlık Ürünleri Teks. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl davada davacılara iadesine, …/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi