Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/8353 E. 2017/5648 K. 24.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8353
KARAR NO : 2017/5648
KARAR TARİHİ : 24.10.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/12/2015 tarih ve 2014/170-2015/1148 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı bankaya ait, 22.12.2002 keşide tarihli, 8.500,00 TL bedelli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. olan çeki dava dışı …’dan alacağı karşılığında ciro ile iktisap ettiğini, ibrazında karşılıksız çıktığını, tahsil için takip başlatılmışsa da sonuç alınamadığını, keşidecinin yetkilisi hakkında 3167 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan ceza verilmesinin ardından şirket yetkilisi …’ın imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürüp yargılamanın iadesi yoluna gittiğini, mahkemece ilgilinin iddialarının doğru bulunmasıyla beraat kararı verildiğini, bu şekilde kimliği belirlenemeyen meçhul kişinin …’a ait kimlik bilgilerini kullanarak şirket kurduğu, davalı bankadan çek karnesi aldığının anlaşıldığını, icra takibindeki borçlular hakkında yapılan haciz işlemleri neticesinde çekteki sorumluların adreslerinde bulunmadığı, adlarına kayıtlı herhangi bir mal varlığının olmadığı belirlenerek borcun tahsil edilemediğine dair aciz vesikası verildiğini, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmayıp, gerekli incelemeyi yapmadan çek karnesi vermesi nedeniyle %70 kusurlu olup, müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek, çek bedelinin %70’i olan 5.845,00 TL’nin çekin bankaya ibraz tarihi olan 23/12/2002 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunmuş, müvekkilinin çek karnesi verirken 3167 sayılı Yasada belirtilen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, çek karnesini şahsa değil şirkete verdiğini, şirketi onaylayanların Noter ve Ticaret Sicil Memurluğu olduğunu, ortada bir sorumluluk varsa bu sorumluluğun tamamen bu kişi, kurum ve davacının kendisine ait olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu, emsal dosyalarda verilen karar ile Yargıtay ilamları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın 5.845,00 TL zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 5.845,00 TL’nin 23/12/2002 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına zamanaşımının davacı tarafından kendisinden önceki çek sorumluları aleyhine başlatılan icra takibinin sonuçsuz kaldığı tarih itibariyle dolmamış olduğunun anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 299,46 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.