Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/8337 E. 2018/1630 K. 05.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/8337
KARAR NO : 2018/1630
KARAR TARİHİ : 05.03.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28.03.2016 tarih ve 2014/66-2016/237 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili tarafından keşidecisi …, keşide tarihi 31/01/2014 olan ve 2.500,00 TL bedelli çekin müvekkili ile çekin hamili olan … Tekstil Makine ve Ütü San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen faktoring sözleşmesi kapsamında teslim alındığını, müvekkilinin gerekli incelemeleri yaparak çeki teslim aldığını, anılan çekin bankaya ibrazı sırasında … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/380 Esas sayılı dosyasında verilen ödemeden men kararı olduğundan bahisle ödeme yapılmadığını, ayrıca anılan çekin ibraz tarihinden önce iptaline karar verildiğinin öğrenildiğini, çek iptali davasına taraf olmadıklarından müvekkili açısından kesin hüküm etkisi taşımadığını ileri sürerek anılan çekin iptaline ilişkin verilen kararın kaldırılmasını talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili; dava konusu çekin müvekkilinin işyerinden çalındığını, hırsızlık olayı neticesinde ceza soruşturması açıldığını, dava konusu çekin çalıntı olduğu ve ibrazı halinde savcılığa bilgi verilmesi için bankalara yazı gönderildiğini, ayrıca aralarında davalının da bulunduğu tüm faktoring şirketlerin dava konusu çekinde bulunduğu çek listesi ve ceza soruşturması kapsamındaki ifade tutanaklarının 01/07/2013 tarihinde fakslandığını, ayrıca e-mail ile gönderildiğini, aynı zamanda çalınan çekler hakkında zayi nedeniyle çek iptali davası açıldığını, buna rağmen karşı davalının mevzuatın kendisine yüklediği araştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı … şirketinin müşterisinden aldığı faturanın gerçekliğini ve malların teslim edilip edilmediğini araştırmadığını ve mevzuata aykırı hareket ettiğini, bu nedenle ağır kusurlu olduğunu, ayrıca karşı davalının anılan çeki icra kanalıyla 3.677,00 TL olarak tahsil ettiğini ileri sürerek 3.677,00 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; ticari senetlerin zayi nedeniyle iptaline dair verilen kararın davacı-karşı davalı açısından kesin hüküm sonuçlarını doğurmayacağı, davacı-karşı davalının davaya konu çeki elinde bulundurduğu, ayrıca davacı-karşı davalı … şirketinin dava konusu çeki iktisap ederken kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile anılan çekin zayi nedeniyle iptaline dair mahkeme kararının kaldırılmasına ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Asıl dava, zayi nedeniyle verilen çek iptali kararının iptali istemine, karşı dava ise, rıza hilafına elden çıktığı iddia olunan ve ödenen çek bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde, davacı-karşı davalı … şirketinin çeki iktisap ederken kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne ve karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Ancak, 6102 sayılı TTK’nın 792. (6762 sayılı TTK m.704) maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da, hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Zayi olan çekin bedelinin istirdadı talebiyle açılan işbu karşı davada ispat yükü davalı-karşı davacıda olup, davalı-karşı davacının öncelikle çekin yedinde iken rızası hilafına elinden çıktığını ardından da çeki elinde bulunduran hamilin kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Davalı-karşı davacı, çekin yedinde iken çalındığını, davacı-karşı davalının sahte imza ve cirolarla kendisine gelen çeki tahsil ettiğini, oysa bir faktoring şirketinin kendisine ibraz edilen çeklerin gerçek bir alışveriş için keşide edilip edilmediğini, hangi ticari işlemler sonucu kendisine ciro edildiğini, ciro eden kişinin gerçek hamil olup olmadığını araştırmak zorunda olmasına rağmen karşı davalının araştırma yapmayarak çek iktisabında ağır kusurlu olduğunu iddia etmiştir. Davacı-karşı davalı taraf da, çekin faktoring işlemi kapsamında alındığı hususunda fatura sunularak faturaya dayalı alacak karşılığında fatura borçlusundan müşterisine ve ondan da faktoring sözleşmesi doğrultusunda kendisine ciro edildiğini, çeki elinde bulunduranın yasal yetkili hamil olduğunu, faktoring mevzuatı uyarınca üzerine düşen yükümlülüklerin tamamının yerine getirildiğini savunmuştur.
Somut olayda, dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çeklerin, davacı-karşı davalı … şirketi ile … Tekstil Makine ve Ütü San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 01/7/2013 tarihli faktoring sözleşmesi kapsamında teslim alındığı, … Tekstil Makine ve Ütü San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … Kimyasal ve Kozmetik Ltd. Şti. adına düzenlenmiş 25/06/2013 tarihli 80.028,00 TL tutarlı fatura alacağının 62.378,00 TL’lik kısmının davacı-karşı davalı … şirketine teslim edilip, 01/07/2013 tarihli çek çıkış bordrosu ile faktoring şirketine verildiği, bu çeklerin en erken keşide tarihli olanının 09/08/2013 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, 28/06/2013 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen hırsızlık nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/27244 sayılı soruşturma dosyası ile ceza soruşturmasının bulunduğu ve bu kapsamda çalıntı çeklerle ilgili banka şubelerine de yazı gönderildiği, yine karşı davacı vekili tarafından 01/07/2013 tarihinde davacı-karşı davalının da aralarında bulunduğu faktoring şirketlerine e-mail yolu ile çalındığı iddia edilen ve dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çeklerin bir listesinin ve ilgili polis tutanağının gönderildiği, bu e-mailin karşı davalıya 01/07/2013 tarihinde saat:13.19’da iletildiği, davacı-karşı davalının ise dava konusu çeke ilişkin faktoring işlemlerine 01/07/2013 tarihinde saat:16:34 de halen devam ettiği, davalı-karşı davacı vekilinin talebi doğrultusunda faktoring derneği tarafından 02/7/2013 tarihinde derneğin internet adresinde dava konusu çekinde bulunduğu çeklerin bir listesi ve ilgili polis tutanağının dernek üyelerine bilgi verilmek üzere e-mail aracılığı ile gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken gerek 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılıp, faktoring işlemine konu ticari alacak ve faturanın veya benzeri belgelerin sahte olup olmadığının, tespitinin faktoring şirketlerinin sorumluluğunda bulunduğu ve dava konusu çekin çalındığına dair ihbarnamenin faktoring işlemleri tamamlanmadan faktoring şirketine bildirildiği hususu da gözetilerek, davacı-karşı davalının çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çek bedelinin istirdadının gerekip gerekmediği hususu tartışılarak sonucuna göre asıl ve karşı dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, asıl ve karşı davada verilen kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin asıl ve karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya (asıl davaya yönelik) iadesine, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.