Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/7578 E. 2017/2119 K. 13.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7578
KARAR NO : 2017/2119
KARAR TARİHİ : 13.04.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/12/2015 tarih ve 2013/377-2015/838 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.04.2017 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davacının … Gıda San. Ltd. Şti’nin % 50 nispetinde ortağı olduğu, sahibi olduğu 2860 adet payın 1430 adedini şirket ortağı ve müdürü olan …’dan, 1430 adedini de …’den devir aldığını, davacının şirket ortaklığına girdiği 10.12.2012 tarihine kadar şirketin ve kapanışı yapılan şubenin temsile müdür sıfatıyla davalı … tarafından yürütüldüğünü, davalının güven sarsıcı ortaklık ve şirketi temsil ve idarede sadakatla bağlılık yükümlülüğüne aykırı bir takım davranışlarının tespit edilmesi üzerine … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/563 esas sayılı dosyası ile şirket müdürü … müdürlük yetkisinin kaldırılması ve kayyım tayininin talep edildiği, mahkemece davalı …’ın müdürlük yetkisinin kaldırılarak 10.12.2012 tarihinde …, 19.12.2012 tarihinde de …’ın kayyım olarak atandığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile davalının şirket müdürlüğü sıfatıyla bağdaşmayan şirketin ve ortaklarının zararına sebebiyet verecek faaliyetler içinde bulunduğu ve ayrıca, kendi nam ve hesabına şirket faaliyet ve işleri ile tamamen aynı konuda bir ticari işletmeyi işlettiği ve kendi işletmesiyle şirket arasında kendi nam ve hesabına ticari faaliyet yürüttüğünün tespit edildiğini, bu şekilde davalının şirket müdürü olduğu dönemde TTK 54, 613 ve 616 maddelerinde tanımlanan “bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı” hükümlerine aykırı hareketle 22.10.2010 tarihinden itibaren şirket konusu ticari faaliyetle aynı nitelikte ticari işletmenin kendi nam ve hesabına işletilmiş olmasından ve ayrı şirket menfaatlerine aykırı biçimde davranışlarıyla şirketi maddi zarar verdiğini, bu sebeplerle davanın kabulü ile, davalı …’ın davacının ortağı olduğu … Gıda San. Ltd. Şti’nin müdürü olduğu dönemde şirket yönetimde basiretli bir tacir davranmaması özen ve sadakat ile şirket menfaatlerine aykırı davranışları nedeniyle şirkete verdiği maddi zararların yapılacak bilirkişi incelemesi neticesi tespit olarak fazlaya ilişkin kısmının talep ve dava edilmesi hakkı saklı kalmak şartıyla şimdilik 250.000,00 TL’lik kısmının davacının ortağı olduğu … Gıda San. Ltd. Şti’ye ödeme tarihine kadar işleyecek ticari faiziyle birlikte tazminat olarak ödenmesine, davalı …’ın rekabet yasağına aykırı biçimde kendi nam ve hesabına sahibi olduğu şahıs işletmesi ile satın aldığı ve sattığı tüm ürünlerin alım ve satış değerleri arasındaki net kârın haksız rekabet maddi zararları olarak yapılacak bilirkişi incelemesi neticesi tespit olarak fazlaya ilişkin kısmının talep ve dava edilmesi hakkı saklı kalmak şartıyla şimdilik 50.000,00 TL’lik kısmının davacının ortağı olduğu … Gıda San. Ltd. Şti’ne ödeme tarihine kadar işleyecek ticari faiziyle birlikte tazminat olarak ödenmesine, davalı …’ın rekabet yasağına aykırı biçimde kendi nam ve hesabına şahıs işletmesiyle şirket arasında yaptığı haksız rekabet eden davranışları ile yıllardır zarar eden kâr yapı dağıtılmayan bir şirket ortağı olarak telafisi güç ve imkansız maddi ve manevi zararlara düçar olan davacıya 50.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, davalı …’ın haksız rekabet teşkil eden nitelikte faaliyetle bulunduğunun tespiti ile bu faaliyetlerinin men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarının yerinde olmadığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davalının müdürlük süresinin dolması ve şirket ortaklarının bir araya gelerek genel kurulu yapamamaları sebebiyle kayyım atandığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davacının dayandığı bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, bilirkişinin eksik bilgi ve belge ile hareket ettiği için yanlış sonuçlara ulaştığını, şirketin … Cad. 435/10 …/… adresindeki dükkanın mülkiyetinin davalıya ait olduğunu, davacı ortak olduktan sonra şirketin kendisine kira ödemesi yapması gerektiğinin izah edilmesi gerektiğini, davacının bu dükkan için kira ödemesini kabul etmeyerek şirketin … Cad. 435/10 …/… adresindeki şubesinin kapatılmasını istediğini, başlangıçta şubeye ayrıca bir sermaye konulmadığını bu sebeple şubenin kapatılmasından sonra demirbaş ve tüm malzemelerin şirket merkezine getirtildiğini, davalının bu durumda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, tarafların ortak olduğu şirketin … şirketinin bayiliğini devam ettirebilmesi için bu şirkete teminat verilmesi gerektiğini, davacının teminata yanaşmadığını, davalının … şirketi tarafından istenilen teminatları kendi mal varlığından vermeye ve … Gıda San. Ltd. Şti’ne şahsen kefil olmaya devam ettiğini, davacının 2010 senesinden beri davalının mülkiyeti kendisine ait dükkanda oto lastik ticareti yaptığından haberdar olduğunu, bu durumun … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/563 esas sayılı dosyasında verdiği 20.11.2012 tarihli dilekçe ile de ikrar ettiğini, davacının şirkete ortak olduğundan bu yana şirketin işleyişi ile ilgili en ufak bir emek sarf etmediğini, davalının, … Gıda San. Ltd. Şti ile rekabet etmediği gibi, şirketi ayakta tutmak için çalıştığını, … şirketinin istediği teminat miktarları yeterli olmadığından şirket de yeterli miktarda mal alamadığı için davacının kendi ticari işletmesi üzerinden … şirketinden mal alarak, … Gıda San. Ltd. Şti’ne aktardığını ve şirketin ayakta kalmasını sağladığını, şirketin kâr veya zarar etmesi hususunun iyi yada kötü yönetilmesi ile bir ilgisinin olmadığını, kâr dağıtımı yapılamaması kusurunun davalıya yükletilemeyeceğini, davacının şirketin işleyişine emek ve zaman sarf etmeden sadece sermaye koyarak olmayan bir kârın peşine düştüğünü, davacı iddialarının tümünün yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 2011 yılından itibaren şirketin zarar etmesinde başlıca nedenler, şirketin 2011 yılında ortaklar üzerinde fiktif olan 285.000,00 TL varlıklarının gelir tablosunda (… 144.369,00 TL+ … 140.631,00 TL) 6111 sayılı Kanun ile kanunlara uygun bir biçimde diğer olağan dışı gider ve zararlar bölümüne aktardıkları ve şirketin 100.000,00 TL’lik alacağın şüpheli alacaklara kaydederek gider olarak yazıldığı, söz konusu 100.000,00 TL’lik alacak ile ilgili de herhangi bir tahsilatın da bulunmadığının tespit edildiği, ayrıca 2012 ve 2013 yıllarında yaşanan sorunlardan dolayı faaliyet giderlerinde yaşanan büyük artışlar nedeniyle zarar edildiği, söz konusu faaliyet giderlerini düşürmek veya faaliyet giderlerinin düşmemesi durumunda brüt satış kârının artırılması ile ilgili herhangi bir çalışmanın olmadığı tespit edilmiş ise de; şirketin iki ortaklı olması, davalının şirketi ayakta tutabilmesi için kendi firmasından zararına satışlar yaptığının tespit edilmesi göz önüne alındığında tarafların ortağı olduğu şirketin son zamanlarda zarar etmesinde kusurun tamamının davalıya ait olmadığı, davalı …’ın kendi şahsi işletmesinden … Gıda San. Ltd. Şti’ne yaptığı satışlardan dolayı prim gelirleri de dahil olmak üzere hiçbir kârının bulunmadığı, davalı …’ın kendi adına açtığı işletme ile tarafların ortağı olduğu … Gıda San. Ltd. Şti arasında herhangi bir rekabet içerisinde bulunulmadığı, davacının bu sebeple manevi zararının da olmadığı tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
(1) Dava, tarafların ortağı olduğu dava dışı limited şirkette müdür olarak görev yapan davalının müdürlük görevi sırasında şirkete verdiği ileri sürülen zararlar ile rekabet yasağına aykırı olduğu iddia edilen davranışları nedeniyle oluştuğu iddia edilen maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 626/(2). maddesi uyarınca açılan davalar ancak şirket tarafından rekabet yasağına aykırı hareket eden yönetici ve ortaklar aleyhine açılabilir. Davacı, dava dışı … Gıda San. Tic. Ltd. ortağı olup, kendi adına TTK’nın 626 maddesi uyarınca dava açamaz. Bu nedenle davanın aktif dava ehliyeti yokluğu gerekçesi ile reddi gerekip, yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de, sonucu itibari ile doğru olan haksız rekabet sebebiyle tazminat istemine ilişkin ret kararının HUMK 437/7. maddesi gereğince açıklanan bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
(2) Davacının, davalı şirket müdürünün hukuka aykırı eylemleri sebebiyle şirketi zarara uğrattığı iddiası yönünden ise, mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/563 Esas sayılı dosyasında davalının müdürlükten azli ve şirkete kayyum atanması talep edilmiş olup, anılan dosyada alınan bilirkişi raporunda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan farklı tespitlere yer verilmiştir. Bu durumda yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile haksız rekabet sebebiyle tazminat istemine ilişkin hükmün HUMK 437/7. maddesi gereğince değişik gerekçe ile ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.