Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/7386 E. 2017/2141 K. 13.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/7386
KARAR NO : 2017/2141
KARAR TARİHİ : 13.04.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/10/2015 tarih ve 2014/802-2015/616 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10/04/2017 günü hazır bulunan davacılar vekilleri Av. … ile Av. …, davalı … (…bank) A.Ş. vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacılar adına …bank … Şubesi’nde açılan ortak hesabın 2001 yılında …Şubesi’ne geçildiğini, ana hesap sahibinin … olarak değiştirildiğini, 2003 yılında paralarının yaklaşık 38.000.000.000 TL (eski) kadarının … Şubesi’ndeki bir hesaba aktarıldığını, davacı …’ın 2005 tarihinden ev almak için bankadaki paranın tahsili için gittiğinde bankada paraların olmadığını ve hesabın 2002 yılında kapatıldığını, bir kısmının nakit çekildiğini, bir kısmının ise … adlı şirket hesabına nakledildiğini, işlemlerin … tarafından internet şubesi aracılığıyla gerçekleştirildiğini öğrendiğini, yapılan işlemlerin davacıların bilgisi ve talimatı olmadan gerçekleşmesi nedeniyle davacıların mağdur olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL ve 10.000,00 Euro ile 30.000,00 USD’nin ödeme tarihindeki TL karşılığının davalı bankaca alınan para cinslerine tatbik edilen 1 yıl vadeli mevduata verilecek Merkez Bankası’na bildirilen oranlardaki faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, hesabın müşterek olduğunu ve davacıların her birinin münferit imza ile işlem yapabilme yetkisine sahip olduğunu, işlemlerin davacıların bilgisi dahilinde ve internet şifrelerini verdikleri … tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle bankanın sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacılar tarafından açılan ortak hesabın Eylül 2000 tarihinde …bank … Şubesi’nde ana hesap sahibi olarak … adına açıldığı, daha sonra hesabın … Şubesi’ne taşındığı ve bu aşamada ana hesap sahibinin … olarak değiştirildiği, daha sonra da …’ın ana hesap sahibi olduğu bir çok hesabın açıldığı, bu hesaplar üzerinden fon alım satımı ve diğer bankacılık işlemlerinin gerçekleştirildiği, kira, kredi kartı gibi birçok değişik işlemin yapıldığı, yazılı talimat ve dekontlardaki imzaların davacılara ait olmadığının tespit edildiği, internet bankacılığı yönünden yapılan işlemlerin ise … adına oluşturulan internet bankacılığı parolası ile gerçekleştirildiği, internet bankacılığı parolası ile ilgili şifrenin çalındığı veya başka kişiler tarafından kullanıldığı yönünde bir müracaatın bulunmadığı, işlemlerin …’ın rızası doğrultusunda dava dışı abisi … tarafından internet şifresi kullanılarak yapılması nedeniyle bu hususu bildiği ve bu nedenle yapılan işlemlerden kaynaklanan zararın talep edilemeyeceği, … üzerinden yapılan erişimlerin de … tarafından internet şifresi kullanılarak yapılması nedeniyle bundan doğan zararın talep edilemeyeceği, talimatla yapılan işlemlerdeki yazılı talimat ve banka dekontları üzerindeki imzaların ise davacılara ait olmadığı, bankanın yetkisiz kişilerce işlem tesisine neden olduğu, bundan doğan zarardan bankanın sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 7.081,98 Euro ve 600,00 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi kapsamında Devlet bankalarının yabancı parayla açılmış 1 yıllık mevduat hesabına yönelik vereceği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 9.492,30 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan, davacılar vekilinin ise aşağıdaki (3) numaralı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, davacıların hesabından bilgi ve talimatları olmaksızın gerçekleştirilen usulsüz işlemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, talimatla yapılan işlemlerdeki yazılı talimat ve dekontlar üzerindeki imzaların davacılara ait olmaması nedeniyle usulsüz bu işlemlere dayalı talebin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilince yapılan işlemlerin davacıların rızası ve bilgisi dahilinde olduğu, davacıların hesabı kontrol ettikleri, hesaplardaki işlemlere hiç bir şekilde ses çıkarmadıkları savunulmuştur. Bu nedenle, hesap sahibi olan davacılara hesap ekstresinin tebliğinin olup olmadığının, hesap cüzdanına işlemlerin kaydedilip kaydedilmediğinin, usulsüz işlemler sonrasında davacılar tarafından hesap üzerinde işlemler yapılıp yapılmadığının incelenmesi, böylece hesap sahiplerinin yapılan işlemlerden haberdar olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca hesaptan yapılan işlemler sonucunda aktarılan paraların hesap sahibinin kendi menfaatine kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi için hüküm kurmaya yeterli bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır. Bu suretle, davalı vekilinin yapılan işlemlerin davacıların bilgisi dahilinde bulunduğu ve davacıların işlemlere muvafakat ettikleri yönündeki savunmasının değerlendirilmesi davacıların icazet sonucunu doğuracak bir işleminin olup olmadığının tespiti, bu hususta inceleme yaptırılması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin vekalet ücreti ve faize yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin vekalet ücreti ve faize yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 13/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.