Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/6458 E. 2017/4845 K. 28.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6458
KARAR NO : 2017/4845
KARAR TARİHİ : 28.09.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/10/2014 gün ve 2014/481-2014/559 sayılı kararı bozan Daire’nin 11/02/2016 gün ve 2015/9177-2016/1361 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 02.04.2004 tarih ve 22 sayılı kararı ile TEDAŞ’ın özelleştirme kapsam ve programına alındığını, 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’nun 20.maddesi uyarınca Özelleştirme İdaresine devredilen kitlerin anonim şirkete dönüştürüldüğünü, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının kararı ile de TEDAŞ’ın 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılmasına karar verildiğini, … , …… illerindeki “Elektrik Dağıtım Müesseseleri” … adını aldığını, TEDAŞ ile bu şirket arasında 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, 24.06.2010 tarih ve 2010/42 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı uyarınca da bu şirketteki %100 oranındaki hissenin dava dışı Çamlı Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Anonim Şirketine satışının yapıldığını, 31.08.2010 tarihli hisse satış sözleşmesi imzalandığını, TEDAŞ ile UEDAŞ arasında yapılan işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 10/1, 15/2 maddeleri uyarınca dağıtım tesislerinin mülkiyetinin ve mülkiyetten gayri ayni haklardan doğan idari ve hukuki ihtilafların TEDAŞ’a devredildiği, dağıtım faaliyetlerinin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun TEDAŞ’a ait olduğu, TEDAŞ tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabının TEDAŞ olduğunun öngörüldüğünü, davalının İHDS öncesinde dava dışı… Orman İşletmesi Müdürlüğü ile 04.04.2002 tarihinde yaptığı protokol kapsamında yapması gereken ödemeleri yapmaması nedeniyle dava dışı işletmeye 18.06.2010 tarihinde toplam 68.390,26 TL’nin müvekkili tarafından ödendiğini, bunun yanında, 01.10.2009 tarihinde 321,00 TL temyiz harcı ve 29.08.2009 tarihinde 760,30 TL onama harcı ödenmiş olduğunu ileri sürerek, bu miktarların ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava istemiştir.
Davalı vekili, davanın husumet, zamanaşımı ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine karar Dairemizce davacı yararına bozulmuştur.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 4,60 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 28/09/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile TEDAŞ özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiyedeki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı TEDAŞ’a ait olmakla birlikte, TEDAŞ’tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
TEDAŞ tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı …’a ait olmak üzere 31.08.2010 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı Çamlı Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri devredilerek 31.08.2010 tarihli hisse satış sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 31.08.2010 tarihli hisse satış sözleşmesinden önce 18/06/2010 tarihinde yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında … EDAŞ tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle … EDAŞ’ın özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı …’tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
Keza, 31.08.2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” …… şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı …..” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 31.08.2010 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden ,kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve TEDAŞ’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 31.08.2010 tarihi öncesi, 18/06/2010 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı …’tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 31.08.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 31.08.2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 31.08.2010 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen 18/06/2010 tarihli dava konusu ödemeden dolayı, 31.08.2010 sözleşmenin 9.3 ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin reddine yönelik sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.