YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6444
KARAR NO : 2018/699
KARAR TARİHİ : 25.01.2018
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada …Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.04.2016 tarih ve 2014/172-2016/65 ek sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin hissedarı olduğunu, davalı şirketin 16/08/2013 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısına davacının ve bir kısım hissedarların davet edilmediğini, toplantının yük hükmünde olduğunu, toplantı esnasında alınan kararların da yok hükmünde sayılması gerektiğini, davalı şirkete Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/183 E. nolu dava dosyası ile kayyum atandığını ve bu kayyumun olağanüstü genel kurul çağrısı üzerine 16/08/2013 tarihli genel kurul toplantısının yapıldığını, daha önce iptal edilen Genel Kurulda artırılmasına karar verilmiş olan sermaye artırımı üzerinden Hazirun Cetveli hazırlandığını, yaklaşık 200 ortağı olan şirketin 3 kişinin katılımı ile toplantı yaptığı, hisselerin nama yazılı olduğu, ortakların isim ve adreslerinin şirketçe bilindiği, ayrıca 28481 sayılı Ticaret Sicil Memurları ile ilgili yönetmelikte belirtilen usule de uyulmadığını, toplantıya temsilen ve vekaleten katılanların temsil yetkisinin bulunmadığını, toplantının olağanüstü olmasına rağmen, Hükümet Komiserinin Olağan Genel Kurul Toplantısı Raporu düzenlediğini belirterek 16/08/2013 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Kararlarının geçersizliğinin tespiti ve geçmişe yönelik olarak yok sayılması ile iptaline, kararın uygulanmaması bakımından yönetim kurulunun yetkilerinin dava sonuçlanana kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, Hazirun Cetvelinin gerçeği yansıtmamasının sonucunun hükümsüzlük sonucunu doğuracağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiş, Mahkemece temyiz talebinin yasal süresi içinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Temyizin süreden reddine ilişkin ek kararı davalı vekili süresinde temyiz etmiştir.
1- Dava, Anonim Şirket Genel Kurul kararının geçersizliğinin tespiti ve geçmişe yönelik olarak yok sayılması – iptali istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesi ve karar davalı şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebliğ edilmiş, davalı şirket vekilinin süresinden sonra temyiz istemi ek kararla reddedilmiş, bu kez ek karar davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
Oysa, davadan önce Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29.09.2011 tarih ve 2011/183-337 sayılı kararı ile davalı şirkete “iptal edilen genel kurulun yapılması, şirketin tasfiye işlemlerinin başlatılması ve sonuçlandırılması, yeni yönetim oluşturulabilir ise yeni yönetim teşekkül edene kadar şirketi temsil etmek ve yeni yönetim teşekkül işlemlerini yapmak üzere” Fatih Öncel TMK 427/4. maddesi gereğince yönetim kayyumu olarak atanmıştır.
Tebligat Yasası’nın 11/son maddesi “kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlarına göre bizzat kendilerine yapılması icap etmedikçe bu mümessillere yapılır.” hükmünü taşımaktadır.
Dava tarihi itibariyle, davalı şirkete yönetim kayyumu atanmış olup, yargılamada tüm tebligatların yönetim kayyumuna yapılması gerekirken, Tebligat Kanunu 35. maddesine göre şirkete tebligat yapılması Tebligat Kanunu 11/son maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Karar tebliği de bu şekilde usulsüz olup, davalı vekilinin tebligata muttali olduğunu bildirdiği 06.04.2016 tarihi esas alındığında davalı şirket vekilinin asıl kararı temyizi süresindedir. Yerel mahkemenin asıl kararın süresinden sonra temyiz edildiğine ilişkin 08.04.2006 gün aynı sayılı, temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararı usul ve yasaya aykırı bulunmakla, davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile ek kararın bozulmasına ve ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2- Ancak, davalı vekilinin vekaletnamesi şirketin eski yöneticileri tarafından verilmiş olup, yönetim kayyumu Fatih Öncel tarafından verilmiş bir vekaletname bulunmamaktadır.
Bu halde, kararı temyiz eden Av. …’e yönetim kayyumu Fatih Öncel’den vekaletnamesini ibraz etmek üzere süre verilmesi, bu şekilde vekaletname ibraz edildiğinde temyiz incelemesi için dosyanın gönderilmesi, vekaletname ibraz edilmemesi durumunda gerekçeli kararın davalı şirketin yönetim kayyumu Fatih Öncel’e tebliğ edilmesi, bu tebligat üzerine kararın temyizi halinde temyiz incelemesi için Daireye gönderilmek üzere mahalline geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle yerel mahkemenin 08.04.2016 gün 2014/172 E. 2016/65 K. Sayılı ek kararın BOZULMASINA, ek kararın ortadan kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
01.02.2018 – S/C