Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/6333 E. 2018/333 K. 16.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6333
KARAR NO : 2018/333
KARAR TARİHİ : 16.01.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki davanın … 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/12/2015 tarih ve 2014/672-2015/868 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl davada, müvekkil şirketin davalı banka ile doğrudan borçlandırma sistemi sözleşme akdettiğini, bu sözleşme kapsamında FTP olarak adlandırılan bir programın şirket sistemine yüklendiğini, banka tarafından bu sistemin kurulmasının ve kendilerinin de sisteme katılmalarının amacının müvekkili bulunduğu şirket tarafından düzenlenen satış faturaları bedellerinin sisteme giriş yapılarak banka tarafından sisteme dahil edilmiş bulunan müvekkili tarafından fatura kesilmiş olan başka firmaların hesaplarından otomatik olarak ödenmesinin sağlanmasına yönelik olduğunu, müvekkili bulunduğu davacı şirket tarafından dava dışı firma adına tanzim edilmiş bulunan faturanın sisteme girildiğini, sistemin bu işlem için onay verdiğini, vadesinde fatura bedelinin otomatik olarak ödeneceği düşünülerek malların firmaya teslim edildiğini, bankanın söz konusu faturanın sisteme girişinden sonra adı geçen firmanın hesaplarını kapattığını, faturaların sisteme girildikten sonra bankanın ödeme yapma yükümlülüğünün doğduğunu ileri sürerek fatura bedellerinin ödenmesine, birleşen davada ise başka bir şirkete ait faturanın ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkili bulunduğu … A,Ş. ile davacı arasında doğrudan borçlandırma sistemi sözleşmesi yapıldığını, sözleşme hükümlerine göre müvekkili bulunduğu şirketin davacı şirkete ödeme borcu olmadığı, davacı şirketin sözleşme hükümlerini bilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; asıl ve birleşen davalarda dava konusu bedellerin kısmen davalı tarafından kısmen de 3. şahıslar tarafından davacıya ödendiği ve davalarının konusuz kaldığı, yapılan ödemelerin dava açıldıktan sonra yapıldığı ve davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, taraflar arasında akdedilen doğrudan borçlandırma sistemi sözleşmesinde kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu alacağın yargılama sırasında ödendiği, davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yerolmadığına, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK 323 maddesinde yargılama giderlerinin kapsamı belirlenmiş, Yasanın 326 maddesinde yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, Yasanın 331/1. maddesinde de davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceği düzenlenmiştir.
Mahkemece yargılama giderlerinin tamamından davalı sorumlu tutulurken, dava ikamesinde davacının haklılığı hiçbir şekilde kararda değerlendirilmemiş olup bu hal açıklanan yasa hükümlerine aykırılık taşıdığından, tarafların davadaki haklılık durumlarının değerlendirilerek sonucuna göre yargılama giderlerinden sorumluluğun tayini için kararın davalı lehine bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın davalı lehine BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde davalıya iadesine 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.