Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/6071 E. 2018/221 K. 11.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/6071
KARAR NO : 2018/221
KARAR TARİHİ : 11.01.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/12/2014 gün ve 2014/1998-2014/562 sayılı kararı onayan Daire’nin 15/02/2016 gün ve 2015/6493-2016/1470 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 26/04/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı olağan genel kurul toplantısından önce çağrı usullerine uyulmadığını, toplantıda şirket yönetim kurulu üyelerinin oy kullanmak suretiyle kendilerini ibra ettiklerini, yine bilanço ve kâr-zarar hesaplarının onaylanmasında oy hakları olmadığı halde oy kullandıklarını, şirketin faaliyetlerine son verilmesine ve kâr elde edilmemesine rağmen yönetim kurulu başkanı ve üyeleri lehine huzur hakkına karar verildiğini, alınan kararların kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı şirketin 26/04/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce değişik gerekçeyle onanmıştır.
Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2- Dava, davalı anonim şirketin 26/04/2013 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir. Davaya konu genel kurul toplantısının 6. maddesinde alınan karar ile şirket yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verilmiştir. Davaya konu genel kurul ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı …’nin 436. maddesinde pay sahiplerinin kendisi, eşi, alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hâkimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamayacağı, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağı düzenlenmiştir. Bu hükmün emredici nitelikte olması nedeniyle bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olup, bu oylar ile alınan genel kurul kararları da geçersizlikle malul olacaktır. Davaya konu genel kurul toplantısına tüm ortaklar asaleten katılmış olup, genel kurul toplantısının 6. maddesinde yönetim kurulunun ibrasına ilişkin olarak yapılan
oylamada yönetim kurulu üyelerinin hiçbirisinin oylamaya katılmaması, ibralarına ilişkin olarak yapılan oylamada oy kullanmamaları gerekirken yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında sahibi oldukları paylardan doğan oy hakkını kullanmayarak her bir yönetim kurulu üyesinin ibrasına karar verildiği görülmüştür. Yapılan oylama ile aslında şirket yönetiminden birlikte sorumlu olan yöneticilerin her birinin diğerinin ibrasına ilişkin karara katılmaları sonucu verdikleri oylar ile birbirlerinin ibrasına karar verdikleri, bu şekilde ibralarını sağladıkları anlaşılmakla oylamada izlenen bu yöntem ile anılan 6102 sayılı …’nin 436. maddesinde düzenlenen oy kullanma yasağına aykırı davranılmış olup, bu şekilde yöneticilerin ibrasına ilişkin olarak alınan karar, karar nisabı bulunmadığından yoklukla maluldür. Bu itibarla, yok hükmünde olan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararlara karşı ortaklar muhalefet şerhi koymamış olsalar bile bu kararlara karşı dava açabilirler. Bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olarak alınan karar yok hükmünde olduğundan yokluğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile dava konusu genel kurulda 6 numaralı madde ile alınan karara yönelik talebin de reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün bu yönden bozulması gerektiğinden davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 2015/6493 Esas 2016/1470 Karar sayılı onama ilamındaki gerekçenin sadece dava konusu genel kurulda 6 numaralı madde ile alınan yönetim kurulunun ibrasına ilişkin karar yönünden kaldırılarak, mahkeme kararının bu madde bakımından bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin sair karar düzeltme isteklerinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2015/6493 Esas 2016/1470 Karar sayılı onama ilamındaki gerekçenin sadece dava konusu genel kurulda 6 numaralı madde ile alınan yönetim kurulunun ibrasına ilişkin karar yönünden kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün dava konusu Genel Kurulun 6. maddesi bakımından BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 11/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.