Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/5935 E. 2018/47 K. 08.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5935
KARAR NO : 2018/47
KARAR TARİHİ : 08.01.2018

MAHKEMESİ : …(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK

Taraflar arasında görülen davada …(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/05/2010 tarih ve 2006/167-2010/89 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının sekiz yılı aşkın bir süredir … Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü’nde solist, dramaturg ve rejisörlük görevlerinde bulunduğunu, davalının görevinde iken, kurumun diğer sanatçılarıyla birlikte …’u müziği ile tanıtmak amacıyla “Lirik Tarih” adı altında bir gösteri düzenlenmesinin kararlaştırıldığını ve belirli etkinliklerle gösterime sunulduğunu, davalının müvekkili tarafından görevlendirilen kişiler aleyhine “Lirik Tarih” adı altında yapılan gösterinin kendisine ait olduğunu iddia ederek tazminat davası açtığını, adı geçen eserin potbori niteliğinde olduğunu, işleme eser sayılması halinde bile, davalının müvekkili kurum çalışanı olması sebebiyle sahibinin müvekkili olması gerektiğini ileri sürerek, davalının eser sahipliğine dayalı olarak elde ettiği 30.000 USD’nin 22/03/2000 tarihinden itibaren yabancı para ile açılmış mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı kurumda önceleri solist sanatçı ve sonrasında rejisörlük yaptığını, müvekkilinin davacı kurum ile hiçbir zaman yaratıcı sanatçı olarak fikir ve sanat eseri üretmek için bir sözleşme yapmadığını, anılan eserin sadece müvekkiline değil aynı zamanda …’a da ait olduğunu ve eserin işleme eser niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davaya konu gösterinin düzenlendiği tarihte … Devlet Opera ve Bale Müdürlüğünü yaptığı, HABİTAT projesi kapsamında TOKİ koordinatörlüğünde düzenlenen toplantı ile opera eserinin özel türü niteliğinde olan gösterinin davalı tarafından gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı ve bu gösteri gerçekleştirilmiş ise de gerek davalı gerek ekibince hazırlanan gösterinin diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsulleri kapsamında olduğunun kabul edilemeyeceği, bir sanat ürününün özgün bir fikre yaslanması gerekmez ise de yararlandığı eserlerden özellikle “O Fortuna” adlı bölümün sonunda birden mehteranın belirivermesinin tarihsel ve kültürel bağlamda anlamlı olmadığı gibi, Viyana Kuşatması ve Türkler bağlamında Lirik Tarihten çok önceleri daha anlamlı sayılabilecek doğu-batı karşılaştırmalarının denenmiş olması nedeniyle işlenme eser niteliğinde olmadığı, eserde hususiyet niteliğinin sıradan olmamayı bir anlamda yaratıcı olmayı gerektirdiği, davaya konu gösterinin eser olmadığı ve davacı yanın eser sahibi sayılamayacağı, bu halde de eser sahibi olmayan davacının gösteriyi düzenleyen ve gösterinin sahibi niteliğindeki davalıdan o dönemde görevli olmasına dayalı olarak tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, davalının eser sahipliğine dayalı olarak elde ettiği bedelin davacıya ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davaya konu gösterinin eser olmadığı, davacının eser sahibi sayılamayacağı ve eser sahibi olmayan davacının gösteriyi düzenleyen o dönem çalışanı olan davalıdan tazminat talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davalı tarafça davalının ve dava dışı …’un eser sahibi oldukları ve davaya konu gösteri hakkında … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2006/258 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu gösterinin eser niteliğinde olduğunun mütalaa edildiği savunulmuş olduğuna göre, anılan dava dava dosyası celp edilip kesinleşip kesinleşmediği incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.