Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/5896 E. 2017/3043 K. 24.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5896
KARAR NO : 2017/3043
KARAR TARİHİ : 24.05.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/09/2015 tarih ve 2014/770-2015/578 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacı …’in davalı bankadan KOBİ kredisi kullandığını, krediyi kullanırken annesi …’ye ait taşınmazı teminat olarak ipotek ettirdiğini, sonrasında yeni bir kredi çekildiğini, bu kredinin alımı sırasında bankada davacı …’nın annesi davacı … ve babası …’in de bulunduğunu, anne …’nin bankada bulunma sebebinin daha önce çekilen kredinin ödenmesi sebebiyle evine konulan ipoteğin kaldırılması olduğunu sandığını, fakat davalı banka görevlisinin yeni bir kredi sözleşmesi altına davacı …’nin de kefil olarak imzasını aldığını, bu durumdan davacı …’nin haberinin olmadığını, daha sonra borç ödenmeyince davalı bankanın icra takibi başlattığını, davacı …’nin itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı bankanın itirazın iptali davası açtığını ileri sürerek 30/06/2006 tanzim tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin TBK.m.20-21’e aykırı olarak hazırlanması sebebiyle iptalini, %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı banka tarafından başlatılan icra takibine davacı tarafça itiraz edildiğini, mahkeme tarafından itirazın iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini belirterek derdestlik itirazında bulunduklarını, zamanaşımı sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, dava konusu kredi sözleşmesinin 6098 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlendiğini, bu sebeple Genel Kredi Sözleşmesinin iptaline yönelik hüküm kurulamayacağını, kredi sözleşmesine davacı …’nin diğer davacılar huzurunda imza attığını, davacı …’nin davalı banka tarafından yanıltılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu iptali talep edilen Genel Kredi Sözleşmesinin 30/06/2006 tarihinde imzalandığı, o tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun kefalet sözleşmesi için aradığı şartların uygulanabileceği, dolayısıyla gerçek olmayan nitelikli adi şekil şartının aranması gerektiği, kefalet sözleşmesinin yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu miktarın sözleşmede belirtilmiş olmasının ve imzalanmış olmasının yeterli olduğu, ayrıca taraflar arasında sözleşmenin yazılı olması ve imza konusunda ihtilaf bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 24/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.