Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/5806 E. 2018/31 K. 08.01.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5806
KARAR NO : 2018/31
KARAR TARİHİ : 08.01.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/12/2015 tarih ve 2014/899-2015/680 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin kapatılan …Belediyesine verdiği mal ve hizmetler karşılığı düzenlenen faturaların ödenmediğini, bu faturalara dayalı olarak davalı aleyhine 67.498 TL üzerinden takip başlatıldığını, davalının 42.217 TL’lik kısma itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kapatılan ve müvekkiline devrolan …Belediyesi ile davacı arasında düzenlenen sözleşmenin 22.01.2013 tarihinde başlayıp 06.01.2014 tarihinde son bulduğunu, sözleşmenin bitim tarihinden sonra bir mal ve hizmet alımı ilişkisinin kalmadığını, davacının bu husus gözeterek mal vermeye devam etmemesi gerektiğini, bu itibarla 06.01.2014 ila 31.03.2014 tarihleri arasında düzenlenen fatura bedellerine itiraz edildiğini, yönetmelik gereği kurulması gereken muayene ve kabul komisyonunun da kurulmadığını, …Belediyesi tarafından alınan malların kontrolünün yapılmadığını, malların şartnameye uygun olup olmadığı yönünde bir tutanağın tutulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporunda davacı ticari defterlerine göre davacının, icra takibinde 62.365 TL talep edebileceğinin belirtildiği, 24.781 TL tutarındaki kısma zaten davalının bir itirazının bulunmadığı, itirazsız kısım düşünce bakiye alacak miktarının 37.584 TL olarak belirlendiği, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne itirazın 37.584 TL asıl alacak yönünden iptaline, bu tutar ve itiraza uğramayan kısım yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin talep ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve temyiz incelemesinin temyiz sebepleri ile sınırlı olarak yapılabilecek olmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.925,51 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/01/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY

Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteminden ibarettir. Davada ispat yükü davacı üzerinde bulunmakta olup mahkemece mübrez faturalar ve bunlara bağlı sevk fişleri ile davacı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ve benimsenen rapor çerçevesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma yetersiz olup hükme varmaya yeterli değildir
Şöyle ki, davalı yanın HMK’nin 222/son maddesi çerçevesinde davacı yana ait defter kayıtlarının kabul edileceğine yönelik bir beyanı bulunmamasına karşın, mahkemece, salt davacı defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle sonuca varılmış, davalı kayıtlarının ibrazı ve incelenmesi düşünülmemiştir. Öte yandan, davalı yanın ihale mevzuatına ilişkin savunması konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmamış, davacı yanın iş artışı kapsamında olduğunu ileri sürdüğü teklif birim fiyatının ne olduğu hususu ile davacı dayanağı faturaların davalıya tebliğ edilmiş olup olmadığı, davalı kayıtlarına işlenmiş bulunup bulunmadığı gibi hususlar aydınlatılmamış, keza davalı yanın sevk fişlerine konu malzemelerin teslimine ilişkin imzanın kime ait olduğunun kendilerince bilinmediği yolundaki savunmasına karşın, söz konusu teslim imzalarının …Belediyesini ve dolayısıyla davalıyı bağlayıcı bir yanı olup olmadığı araştırılıp soruşturulmamıştır.
Öte yandan, bilirkişi raporunda her ne kadar aksi yönde bir saptamaya yer verilmiş ise de, dosyada mevcut evrak kapsamından davaya konu faturalardan bazılarının herhangi bir sevk fişi veya irsaliyeye dayanmadığı görüleceği gibi yoklama suretiyle yapılan basit bir incelemede dahi bazı faturalarda yer verilen sevk fişlerinin dosyaya sunulmadığı, sunulan sevk fişlerinden bazılarında ise imza dışında herhangi bir isim veya unvana yer verilmediği gözlenmektedir. Bu husus, bilirkişinin üstünkörü bir inceleme ile yetindiğinin açık göstergesi olup davalı yanca rapora itiraz edildiği gibi temyiz dilekçesinde de raporun eksikliğine dayalı olarak kararın bozulmasını talep ettiği açık olup mahkemece yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Ayrıca, gerek bilirkişi raporunda ve gerekse de yerel mahkeme kararının gerekçesinde, dava konusu 07.03.2014 tarih ve 22576 seri nolu faturada yer verilen hizmetler ile 21.01.2014 tarihli faturaya konu bir kısım hizmetin (silindir çalışması) davacı ile ilgili belediye arasında ihale mevzuatı çerçevesinde ne tür bir ilişkiye dayalı olduğu, faturada belirtilen hizmetlerin yerine getirilip getilmediği, getirildi ise ne şekilde fiyatlandırılması gerektiği hususları üzerinde hiç durulmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu hususlar, mahkemece verilen kararın eksik incelemeye dayalı olduğunun kabulü için yeterlidir. Davalı yanın hükmün eksik incelemeye dayalı olduğu yolundaki temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulması görüşünde olduğumuzdam Daire çoğunluğunun davalının temyiz itirazlarının bu hususları içermemesi nedeniyle sınırlı incelemeye dayalı olarak kararın onanmasına yönelik düşüncesine katılmıyoruz.