Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/5381 E. 2017/3210 K. 30.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5381
KARAR NO : 2017/3210
KARAR TARİHİ : 30.05.2017

Taraflar arasında görülen davada sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı; 01/11/2013 tarihinde otobüs bilet aldığını, otogar dışında belirli bir noktadan otobüse bineceğini, otobüsün kalkış saati olan 22:30’dan yarım saat önce belirlenen noktada beklediğini, 23:00 civarında gelen otobüsün durmadığını, ardından koştuğunu, bağırıp ıslık çalması sonucunda otobüsün durduğunu, neden durmadıklarını sorduğunu, kendisine cevaben “sen biletli yolcu musun” şeklinde alaycı bir tavır takındıklarını, yaşadığı zorluğu ve vurdumduymazlığı anlatmak için davalının 444 1 888, 0212 692 1777 no’lu çağrı merkezine olayın akabinde ve ertesi gün boyunca ulaşmaya çalıştığını, ancak telefona hiç kimsenin çıkmadığını yetkili acentesini aradığını, acentedeki görevlilerin kendisi ile alay eder tarzda konuştuklarını, “biz şoföre söylemiştik” vb. sözler söylediklerini, personelin saygısız davranışları ve yaşanan olumsuzluk için işlem yapılacağı hususunda 05/11/2013 tarihinde mail gönderildiğini, mailden sonra Denizli’deki acente sahibi tarafından aranılarak “yol paranızı verelim bu konuyu kapatın, uzatmayın” dendiğini, bu davranışın kendisini üzdüğünü, firma nezdinde herhangi bir sonuç alamadığını, yaşananlar nedeniyle psikolojik olarak etkilendiğini, köklü bir firmadan bilet alarak sıkıntı yaşamadan yolculuk yapmak istediğini, ancak tam tersi bir durumla karşılaştığını, bu nedenlerle kişilik haklarına karşı maruz kaldığı eylemlerden dolayı bir avukata hukuken danışarak işlem yaptığını, 500,00 TL ücret ödediğini, açıklanan nedenlerle 500,00 TL maddi tazminatın ve 8.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; yaşanan olay nedeniyle davacıdan mail yoluyla özür dilendiğini, kasıtlı olarak davacının huzur ve sükununun bozulmak istenmediğinin özür dilenerek kanıtlandığını, hem maddi hem manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını, tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı şirketinden aldığı biletle yolculuk yaptığı, davacının koştuğu, bağırıp ıslık çalarak otobüsü durdurduğu, otobüs şoförü ve muavini kendisiyle alay ettiği, sonrasında Ulusoy ile davacının görüşmelerinde davacı ile ilgilenilmediği gibi alay edildiği, olayın hemen akabinde davacının davalının 444 1 888 numaralı çağrı merkezini aramasına rağmen ulaşamadığı, davacının birçok olumsuzluk yaşadığı, karşısında da muhatap bulamadığı, acente yetkililerinin de kendisi ile ilgilenmeyip alay ettiği nedenleriyle 500,00 TL maddi 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
./..

Kararı davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL’yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 23.06.2015 tarihi itibariyle 2.080,00 TL’dir. Davacı, davalı taraftan otobüs bileti aldığını, otobüsün kendisini alacağı noktada durmadığını, otobüsün peşinden koşarak durdurduğunu, muavin ve şoförün kendisiyle dalga geçer gibi konuştuğunu, yaşadığı sıkıntıları bildirmek için firmayı aradığını, muhatap bulamadığını, tüm bu nedenlerle manevi zarara uğradığını, avukata danıştığını bu nedenle maddi zarara da uğradığını beyanla 500,00 TL maddi 8.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 500,00 TL maddi 1.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda, kabul edilen dava değeri, yukarıda anılan madde hükmüne göre davalı yönünden temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, 2 no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.