YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5258
KARAR NO : 2017/7413
KARAR TARİHİ : 19.12.2017
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/02/2016 tarih ve 2015/23-2016/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin eski ortak ve temsilcilerinden olan davalı …’ın 2009 yılı Temmuz ayı itibariyle şirketle fiili bağının kesildiğini, 14.05.2010 tarihinde davalı …’ın şirkete bir ihtarname göndererek “şirketçe üretilen solusyon ruhsatlarını devraldığını ve bu solüsyonların artık üretilemeyeceğini” bildirdiğini, davalı …’ın hukuken şirket yetkilerinin kendisinden alınmasından 4 gün önce dava konusu ruhsatları devrettiğinin anlaşıldığını, 13.10.2009 tarihinde de davalının tüm hisselerini yönetim kurulu üyesi İsmail Karcı’ya devrederek şirketle tüm ilişkisinin kesildiğini, davalının şirketten ayrılacağının anlaşılmasından sonra kasten ve şirketi zarara sokmak maksadıyla şirkete ait 3 adet solüsyonu değerinin çok altında muvazaa yoluyla …’e devrettiğini, ruhsatların son olarak davalı …’a geçtiğini, ruhsatların devrine ilişkin alınmış bir yönetim kurulu kararının da bulunmadığını, devralanların sektörde faaliyet göstermediğini, tüm davalıların kötüniyetli olduğunu, 10.000,00 TL olarak gösterilen devir bedelinin de şirket hesaplarına intikal ettirilmediğini ileri sürerek 30.07.2009 ve 28.10.2009 tarihli ruhsat devir işlemlerinin iptalini, bunun mümkün olmaması halinde şimdilik 10.000,00 TL’nin davalı …’dan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu 3 üründen 2’si ile ilgili olarak davacının hiç bir üretim yapmadığını, sadece davacıya müvekkilince kazandırılan povisor antiseptik çözeltinin 2009 yılından itibaren üretildiğini, bunların davacının üretiminin temelini oluşturmadığını, zira cironun %1’ini bile teşkil etmediğini, bu ürünlerin satılarak maaşına mahsup edilmesinin yönetim kurulu tarafından müvekkiline söylendiğini, kötüniyet hususunun doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin yıllarca ilaç mümessilliği yaptığını, satın alma işleminde muvazaanın bulunmadığını, amacının ruhsatlarda belirtilen ürünleri imal etmek/ettirmek olduğunu, kötüniyetin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin ruhsatları davacı şirketin yetkili temsilcisinden aldığını, 6.000 TL’ye davacı tarafından alınan ruhsatın 10.000 TL’ye müvekkiline devredildiğini, muvazaa iddiasının davacı tarafından çürütüldüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamına, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’ın davacı şirketteki yetkisinin sonlandırıldığı 04.09.2009 tarihinden 1 gün önce “Şiftrap” markasını diğer davalı …’a devrettiği, bu hususun … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında tartışıldığı, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/22 E. dosyasında görülen itirazın iptali davasında … tarafından 13.07.2009 tarihinde davacı şirketten ayrıldığının beyan ve ikrar edildiği, yine aynı davada …’ın davacı şirketten 31.07.2009 tarihinde fiilen ayrıldığı, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasında yer alan bilirkişi raporunda da tartışılarak, mahkemece de kabul gördüğü, davalı …’ın şirketten fiilen ayrıldıktan sonra yetkilerinin sona erdiği 04.09.2009 tarihinden önce yani 30.07.2009 tarihinde davaya konu olan solüsyon ruhsatlarını devretmekle muvazaalı işlem yaptığı, kendisine 03.09.2009’da yapılan marka devri muvazaalı olan ve mahkeme kararıyla kesinleşen davalı …’ın da solüsyon ruhsatlarını devir alırken de iyi niyetli olmadığı, gerekçesiyle solüsyon devir işlemlerinin muvazaa sebebiyle iptali ile, ruhsatların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı davalı … vekili ve davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı şirket adına olan 3 adet ilaç ruhsatının devrine ilişkin sözleşmenin iptali istemine ilişkindir. Dairemiz bozma ilamında, davacı tarafından davanın, muvazaaya dayalı olarak açıldığı, muvazaanın varlığına ilişkin olarak da ilaç ruhsatlarının devir bedelinin düşüklüğü ve … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/374 E. 2014/66 K. sayılı dosyasında görülen davacı şirkete ait “Şiftrap” ibareli markanın devrine ilişkin davaya dayanıldığı belirtilmiştir. Mahkemece uyulan bozma sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ruhsatların, devredildiği tarihteki piyasa rayici konusunda açık bir beyanda bulunulmamış ve bedeli de açık şekilde belirtilmemiştir.
Bu nedenle, devir bedeli olarak gösterilen değer ile gerçek değeri arasında muvazaa iddiasına delil olacak şekilde açık bir nispet farklılığının bulunup bulunulmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, sadece anılan marka davasına dayanılarak, ruhsatların devrinde de muvazaanın varlığının kabulüne karar verilerek, Dairemiz bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu durumda, ruhsatların devredildiği tarih itibariyle rayiç bedelinin tespiti için ek rapor veya konusunda uzman yeni bir heyetten rapor alınması ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün temyiz eden davalılar yararına bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz eden davalı … vekili ve davalı … vekili temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 19/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.