Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/5061 E. 2017/4769 K. 27.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/5061
KARAR NO : 2017/4769
KARAR TARİHİ : 27.09.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/06/2015 tarih ve 2013/793-2015/411 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili, fer’i müdahil … ve ihbar olunan … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21,242 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Yurtbank A.Ş. … Şubesi’ne yatırdığı mevduatın henüz paranın vadesi gelmeden 21.12.1999 tarihinde BDDK tarafından banka yönetimine el konulduğunu, Yurtbank A.Ş yönetimine el konulmasından sonra banka yetkilileri hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunu, mevdauatın ise Yurt Security … Bank Ltd. adlı paravan banka hesabına aktarılmış olduğu ve sigorta güvencesinde olmadığı gerekçesi ile ödenmediğini, ileri sürerek 17.500 TL’nin 20.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili; husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, davanın TMSFye yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil … vekili; husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, davacılar murisinin müterafık kusuru olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İhbar olunan … vekili; davada asıl muhatabın … olması gerektiği, kendilerinin husumeti ve sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile 17.500,00 TL’nin 20.12.1999 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili, fer’i müdahil … ve ihbar olunan … vekili temyiz etmiştir.
1- İhbar olunan … vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde, temyiz yoluna başvuru harcının yatırılmadığı ve dilekçenin temyiz defterine kaydedilmediği tespit edilmiştir. Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. İhbar olunan … vekili tarafından bu işlemler yapılmaksızın verilmiş temyiz dilekçesinin incelenme kabiliyeti bulunmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı …Ş. vekilinin ve feri müdahil … vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan … vekilinin temyiz isteminin REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin ve fer’i müdahil … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı Banka’ya iadesine, 27/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.