Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/4993 E. 2017/4683 K. 25.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4993
KARAR NO : 2017/4683
KARAR TARİHİ : 25.09.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/05/2013 tarih ve 2012/649-2013/277 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin doğalgaz dağıtım faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla davalı … ve bağlı şirketler tarafından 09.08.2007 tarihinde kurulduğunu, kuruluş amacının esasen özelleştirme olduğunu, davalı … tarafından 5669 sayılı Kanun’da belirtilen sürede şirket hisselerinin % 80’nin özelleştirilememesi nedeniyle sözkonusu hisselerin T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredildiğini ve devrin 06.05.2010 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, 5669 sayılı Kanun gereği gerçekleştirilen denetim sırasında 2007 yılında … Büyükşehir Belediyesinin talebi üzerine tabiat ve kültür varlıklarını koruma hesabına aktarılan 10 Milyon TL tutarındaki bağışın hukuka ve şirketin kuruluş amacına aykırı olduğunu, yönetim kurulunun böyle bir bağış yapma yetkisi bulunmadığını, bağışın geçersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00 TL’nin 31.12.2007 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, görev ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı belediyeye bağışladığı paranın 10.000.000,00 TL olduğu, huzurdaki davada şimdilik 100.000,00 TL’lik kısmın dava konusu edildiği, 6100 sayılı HMK m. 109 uyarınca, talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağının düzenlendiği, dava şartı olan hukuki yararın somut davada mevcut olmadığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, 11.04.2015 tarihinde 29323 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun ile 6100 sayılı HMK’nın 109’uncu maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Bu değişiklik sonucunda, bölünebilir alacaklar yönünden, dava hakkının kötüye kullanılması yasağı dışında, kısmi dava açılabilmesinin yolu açılmış olmaktadır. Bu itibarla mahkemece, derhal yürürlüğe girecek olan bu usul kanunu değişikliği tartışılarak bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.