Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/4929 E. 2017/2301 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4929
KARAR NO : 2017/2301
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/03/2015 tarih ve 2014/105-2015/126 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davadışı borçlu … hakkında yaptıkları icra takibi kesinleştiğinden borçlunun bankadaki hak ve alacaklarına haciz konulması maksadıyla bankalara yazılar gönderildiğini, davalı …’nın 27.07.2012 tarihli cevabi yazısında borçlunun hesap ve bakiye bilgilerine yer verdiğini, ancak 22.10.2012 tarihli yazılarında başka hesap numarası da bildirdiğini, bu hesabın öncesinde kendilerinden gizlendiğini, devamında ilgili hesaptan borçlunun borca yeter miktarında paranın tahsil edilmesini talep etmişlerse de, davalı bankanın borçluya ait paraların banka alacağına mahsuben tahsil edildiğini bildirdiğini, davalı bankanın borçluya ait alacaklarını engellediğini ve Yasa’nın kendisine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere icra dosyası alacağı olan 21.249,28 TL’nin tamamını ödemeye mahkum edilmesini alacağa 27 Temmuz 2012 tarihinden itibaren reeskont faiz işletilmesini ayırca kötü niyetli bankanın alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili bankanın davacının haciz işlemi uygulanması talebini bankanın rehinli alacağından sonra uygulanmak üzere sıraya alması nedeniyle hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı bankanın 27/07/2012 tarihi itibariyle dava dışı …’e 07/03/2012 ve 18/06/2012 tarihinde kredi kullandırımından kaynaklanan kredi riskinin kredi kullandırım tarihinde doğduğu ve kredilerin toplam borcu tamamen kapanıncaya kadar banka açısından kredinin riski devam ettiği, dava dışı Mustafa Alçiçek ile davalı banka arasında akdedilen 28/11/2011 tarihli iki ayrı genel kredi ve teminat sözleşmesinin 5.maddesi gereği davalı bankanın dava dışı …’e ait her türlü hesapları üzerinde her türlü risk veya alacağı için rehin ve hapis hakkı olduğu, bu hesaplar arasında virman yapmak suretiyle bunları kısmen veya tamamen alacakları ile takas ve mahsup hakkı bulunduğu, müşteri lehine gelmiş veya gelecek havaleler üzerinde bankanın hapis ve rehin hakkı bulunduğu ve kendisine ihbarda bulunmadan önce de müşteri adına kabul ve bankaya olan borçlarına mahsup etmeye yetkili olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verimiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.