Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/4204 E. 2017/1782 K. 24.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/4204
KARAR NO : 2017/1782
KARAR TARİHİ : 24.03.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/10/2015 tarih ve 2014/1319-2015/677 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29.11.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının müvekkilinin … ofisinde25.08.2008 tarihinde marka patent danışmanı olarak işe başladığını, 5,5 yıl boyunca tüm masrafları müvekkilince karşılanmak suretiyle pek çok eğitime tabi tutulup, … dışına konferans ve seminerlere gönderildiğini, müvekkilin verdiği eğitimlerle uluslararası marka patent danışmanlığı unvanına terfi ettiğini, davalının 06.02.2014 tarihinde işyerinden ayrıldığını, 5 gün sonra 11.02.2014 tarihinde müvekkilin rakibi olan ve aynı sektörde faaliyet gösteren … merkezli dava dışı “… Danışmanlık Hiz. Ltd.Şti”nde yönetici pozisyonunda işe başladığını, davalının eyleminin sözleşmenin 17/n bendinde düzenlenen rekabet yasağı hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, 818 sayılı BK’nın 348-251, 6098 sayılı TBK’nın 444-446 maddelerine göre rekabet yasağı kuralının geçerli olduğunu, müvekkil şirkette çalışırken davalının doğrudan görüşmeler yaptığı ve müşteri portföyünde bulunan … Tüketim Ür. AŞ ve … Hazır Giyim firmasının davalı çalışmaya başladığı … Danışmanlık Hiz. Ltd. Şti. ile iş yapmaya başladığını, davalının eylemlerinin rekabet yasağı kurallarının ihlai niteliğinde olduğunu ileri sürerek, 6098 sayılı TBK’nın 444-446 maddeleri ve sözleşmenin 17/n maddesi uyarınca davalının son aylık net ücretinin 1 yıllık tutarı olan 26.757,00 TL tazminat ile müvekkilinin bu mikatı aşan zararına mahsuben şimdilik 25.000 TL zarar tazminatının 21.03.2014 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıya ait iş yerinden 06/02/2014 tarihinde ayrıldığı, 18/02/2014 tarihinde … Patent Ltd. Şti’nde işe başladığı, taraflar arasındaki 25/08/2008 tarihli sözleşmenin 17/N maddesi gereğince iş akdinin sona ermesinden itibaren 2 yıl boyunca … ve … ili içinde davacıyla rekabet teşkil edecek faaliyetlerden uzak duracağı, davacının faaliyette bulunduğu iş kolunda iş yeri açamayacağı, rakip şirketlere ortak-yönetici olamayacağı, aksi halde son aylık net ücretin 1 yıllık tutarında tazminat ödemesinin kararlaştırıldığı, davacıya ait iş yerinde 6 yıl boyunca çalışması nedeni ile edindiği mesleki bilgilerin ve tecrübelerin sır kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu durumun hayatın normal akışı içinde gerçekleştiği, davalının davacıyla aynı alanda faaliyet gösteren … Patent Ltd. Şti’de çalışmaya başlamasının çalışma hürriyetinin bir gereği olduğu, bu şirketin davalıya daha fazla avantajlar sağlaması nedeni ile çalışmasının mahkemece kabul edilebileceği, davacı şirketin müşterileri olan … VE … firmalarının davacıyla çalışmayı bırakıp … Patent Ltd Şti. ile çalışmasının davalının ayrılmasıyla illiyet bağının olmadığı, davacının kendi çabalarıyla marka vekili sınavını kazanıp marka vekili olduğu, bunda davacının bir dahili olmadığı, iş verenin hizmetinde çalışan bir işçinin çalışma süresince doğal olarak edinmiş olduğu bilgi birikimini ve teknik gelişmesini yeni çalıştığı şirkette veya kendi adına kuracağı bir işletmede kullanması bu bilgi ve tecrübelerden faydalanmasının kişisel gelişim kapsamında değerlendirildiği, dava tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 420. maddesine göre hizmet sözleşmesinde sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, hizmet sözleşmesinde sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağına ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde bulunmamakla birlikte davacıya ait müşteri çevresi, üretim sırları ve davacının yaptığı işlere ilişkin bilgilerin davalı tarafından yeni girdiği işte kullanıldığı ve davacının önemli bir zararına sebebiyet verdiğinin ispat edilememiş bulunmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usül ve yasaya uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24/03/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(M)

KARŞI OY

1- Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali sebebiyle cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
2- Davacı işveren ile davalı işçi arasında işe giriş sırasında imzalanan 25.08.2008 tarihli Sözleşmenin 17/n maddesinde iş ilişkisi sona erdikten sonra iki yıl süreyle rekabet yasağı hükmü konulmuş olmasına rağmen, iş ilişkisini 06.02.2014 tarihinde haksız olarak sona erdirdikten 5 gün sonra davalı aynı iş kolunda faaliyet gösteren başka bir işyerinde yönetici pozisyonunda işe başlamıştır.
3- Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı tarafın temyizi üzerine, mahkeme kararındaki gerekçe yerinde bulunmamakla birlikte, “davacıya ait müşteri çevresi, üretim sırları ve davacının yaptığı işlere ilişkin bilgilerin davalı tarafından yeni girdiği işte kullanıldığı ve davacının önemli bir zararına sebebiyet verdiğinin ispat edilememiş olmasına göre” gerekçesi ilave edilerek Dairemiz çoğunluğunca onanmıştır.
4- Konuya uygulanması gerekli 6098 sayılı TBK’nın 444/2 maddesinde de ifade olunduğu ve Dairemizin son zamanlardaki uygulamasında da kabul edildiği üzere, taraflar arasında var olan hizmet ilişkisinin işçiye, işverenin müşteri çevresi, üretim sırları veya işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyor ise ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin zararına yol açabilecek nitelikte olması halinde rekabet yasağı sözleşmesi geçerli olacaktır. Dolayısıyla, ayrılan işçinin söz konusu gizli bilgileri kullanmış olması veya kullanılan gizli bilgilerin fiilen önceki işverene zarar vermesi şart değildir. Böyle bir ihtimalin varlığı yeterlidir. O nedenle Daire çoğunluğunun, bilgilerin yeni işyerinde kullanıldığının ve zarar verdiğinin ispat edilememiş olmasının davanın reddi sebebi sayılması gerektiği düşüncesinde isabet bulunmamaktadır.
5- Öte yandan, davalının davacı şirkette, marka ve patent vekili olarak çalıştığı ve işyerinde iş sırlarına ve gizli bilgilere vakıf olduğu ileri sürüldüğüne göre, davalının görev tanımlaması ile yaptığı işin türü ve niteliği itibariyle işyerindeki gizli bilgilere vakıf olabilecek bir pozisyonunun ve çalışmasının bulunup bulunmadığı teknik bir bilgi olup, hakimlik mesleğinin gerektirdiği bilgiyle çözümlenebilecek bir husus değildir. Mahkemece bu konuda HMK m. 266 vd uyarınca, davacı şirketin kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle araştırma ve inceleme yapılarak rapor alınması ve raporun denetlenmesi yoluyla çözüme gidilmesi gerekirdi. Davacı tarafın, davalının kendi işyerinde çalışırken “müvekkilinin tüm müşteri çevresini yakından tanıdığı, müşterilerle birebir görüşme yaparak şirket adına iş kabullerini yapacak pozisyonda olduğu, müvekkilinin fiyat politikasını ve ticari yapısı ile diğer ticari sırlarını bildiği” iddiası bilirkişi raporuyla incelenip denetlenememiştir.
Yerel mahkeme kararının anılan sebeplerle bozulması gerekirken, aksi düşünceyle kararı onayan Dairemiz çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.