Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/3943 E. 2017/5994 K. 01.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3943
KARAR NO : 2017/5994
KARAR TARİHİ : 01.11.2017

MAHKEMESİ : 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/12/2015 tarih ve 2012/62-2015/317 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin 2010/06239 no ile tasarım tescil belgesine bağlanan “…” isimli çoklu b1uz tasarımlarının maliki olduğunu, mezkur endüstriyel tasarımlara konu bluzların imali, alım satımı, ithali, ihracı ve her çeşit ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin müvekkili şirketin izni olmadan çoklu endüstriyel tasarım belgesi altında … nolu … tasarımının birebir aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan …i havi bluzların imalatını yaptığını ve/veya yaptırdığını ve/veya her türlü ticareti yaptığını, davalı eylemlerinin TTK madde 56, 57 ve 58 hükümleri gereği haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalı şirketin davacının tescilli tasarımlarına haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini ve bu suretle haksız tecavüzün giderilmesini, ürünlere el konulmasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, ürünler arasında bariz farkların bulunduğunu, ilgili ürünlerdeki …lerin harcı alem hale gelmiş olduğunu, bu tür …lerin hiçbir şekilde ayırt ediciliğinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin bunları ürettiğini ortaya koyan ciddi, inandırıcı ve makul bir delilin ileri sürülmediğini, ürünlerin faturasında “…” yazdığını, görsel görünümlerinin nasıl olduğunun bilinmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, haksız rekabet ve tecavüz fiili nedeniyle davalı hakkında 554 sayılı KHK’nın 52/2-b maddesinde belirtilen hüküm gereğince şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkili adına tescilli tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin vuku bulduğu tarihten itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, islah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 39.960 TL’ye çıkarmıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin, davacı şirketin tasarımını kullanmasının tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacı şirketin 2010-2011 ve 2012 yılı kayıtları üzerinde yapılan incelemede toplamda 39.960 TL zarar ettiği, ortalama her yıl için 13,320 TL zarar ettiği, davalı faturalarının 2010-2011 ve 2012 yılı itibariyle tamamının dökümü üzerinden inceleme yapıldığı, davanın 2012 yılında açılmış olduğu ve faturalar üzerinde sondajlama usulu ile inceleme yapıldığı, davalının tüm ürünlerinden elde edilen kazancın değerlendirmeye esas alınamayacağı, TBK
50 ve 51 maddesi hükümleri de değerlendirilmek suretiyle takdiren 13.320,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınmasına ve takdiren 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davada, davanın kabulü ile davalının tasarım hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, durdurulması, tecavüzün giderilerek haksız rekabetin ortadan kaldırılmasına, tecavüze konu bluzlerin toplatılarak imhasına, üretim araçları makina, kalıp vs.ye ilişkin taleplerin reddine, tecavüze konu bluzlere ilişkin ambalaj, her türlü tanıtım reklam materyallerine de el konularak toplanmasına ve imhasına, kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, birleşen davada, davanın kabulü ile davalının tasarım hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, durdurulması, tecavüzün giderilerek haksız rekabetin ortadan kaldırılmasına, tecavüze konu bluzlerin toplatılarak imhasına, 13.320 TL maddi tazminatın ve takdiren belirlenen 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm ve asıl davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Birleşen davada davalı vekilinin temyizine gelince, davacı tarafça tasarım hakkına tecavüze dayalı olarak 554 sy. KHK 52/2-b’ye göre tazminat ve buna bağlı olarak manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Mahkemece, davalı taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra uyuşmazlık konusu tasarım ile ilgili olarak TBK m.50’ye göre 13.320 TL maddi tazminata hükmedilmişse de, tazminatın amacı gerçek zararın giderilmesi olup gerçek zararın belirlenememesi halinde ise TBK m. 50’ye göre hakim tarafından tazminat takdir edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu tasarımı taşıyan ürünün davalı işyerinde satışa sunulduğuna dair faturanın tarihinin 13.02.2012 olduğu ve işbu davanın açıldığı tarihin 09.03.2012 olduğu dikkate alınarak söz konusu tasarım ihlalinin varlığının kanıtlandığı tarihten dava tarihine kadar olan süre göz önüne alınarak, TBK m.50 gereğince hakkaniyete daha uygun bir maddi tazminatın ve buna bağlı olarak manevi tazminatın belirlenmesi gerektiği halde yazılı şekilde tazminat takdiri doğru görülmediğinden kararın birleşen davanın davalısı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin ve asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan asıl davaya ilişkin hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının asıl davada temyiz eden taraflardan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden birleşen davada davalıya iadesine, 01/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.