Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/3917 E. 2017/5980 K. 01.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3917
KARAR NO : 2017/5980
KARAR TARİHİ : 01.11.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/01/2016 tarih ve 2014/987-2016/40 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkili şirket nezdinde … ile sigortalı … A.Ş.’ye ait ihraç konusu kumaş emtiasının 1 kap (44 Kg), davalı şirket sorumluluğunda İstanbul (…)-…(…) taşımasının üstlenilmiş olduğunu, emtianın taşıma esnasında kamyonun alev alması sonucu yanarak zayi olması nedeniyle 1.735,15 USD (3.542,87 TL)’nin 10.02.2014 tarihinde sigortalısına ödenerek, TTK.’nın 1472. maddesi hükmünde sigortalısının haklarına halef olunduğunu, ödenen bedelin rücuan tahsili talebiyle davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, ancak davalının takibe yaptığı itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep edilmiştir.
Davalı vekili, davaya konu taşımada zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğunu, hasar tarihi dikkate alındığında, davacı … şirketince 1 yıllık zamanaşımı süresince herhangi bir talepte bulunulmamış olduğunu, davacı … şirketi tarafından yapılan ödemenin geçerli bir sigorta ilişkisinin varlığına dayanıp dayanmadığının, ödemenin … niteliği taşıyıp taşımadığının, halefiyetin söz konusu olup olmadığının davacının delil listesi ekinde sunulan belgelerden anlaşılmadığını, müvekkilinin… acente belgesine sahip olduğunu … acentelerinin havayolu işletmesi nam ve hesabına sözleşme yapmakta olduklarını, müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olamayacağını, hasar bildiriminin usulüne uygun olarak yapılmadığını, fiili taşımanın 11.09.2013 tarihli konşimento ile … tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu, talep edilen miktarın fahiş olduğunu,… 22.maddesi hükmünde taşıyıcının sorumluluğunun kg başına … ile sınırlandırılmış olduğunun savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; incelenen tüm dosya kapsamına göre; Konvansiyon hükümleri çerçevesinde taşıma esnasında meydana gelen hasardan davalının akdi taşıyıcı sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, teminat kapsamına alınmış bir rizikonun gerçekleşmesi sonucu oluştuğu, MK. Konvansiyonun 22. maddesine göre davalının sorumluluk üst sınırının 836 SDR(= 3.356,96 TL), gerçek zararın 2.934,66 TL olması ve gerçek zararın sorumluluk üst sınırının altında kalması nedeniyle, davalının gerçek zarardan 2.934,66 TL’sından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptali ile takibin 2.934,66 TL asıl alacak üzerinden devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 01/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.