Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/378 E. 2017/3208 K. 30.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/378
KARAR NO : 2017/3208
KARAR TARİHİ : 30.05.2017

Taraflar arasında görülen davada e bozmaya uyularak verilen 02/07/2015 tarih ve 2014/524-2015/894 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan hesabını kontrol ettiğinde 29.02.2008 tarihinde 83.000,00 USD’nin diğer davalı …’a ödendiğini tespit ettiğini, oysa bu davalı için verilmiş bir para çekme talimatının bulunmadığını, talimatsız işlem yapan bankanın da sorumlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 5.000,00 USD (8.288,00 TL)’nin ödeme tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. 20.12.2012 tarihli dilekçesi ile de davasını ıslah ederek fazlaya dair haklarının saklı tutulmasıyla 20.000,00 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı Banka vekili; davacı temsilcisi tarafından 83.000,00 USD’nin diğer davalıya ödenmesi için yazılı talimat verildiğini, davacı temsilcisinin dava konusu işlemden sonra da işlemler yaptığını, bu işlemlerin davacının hesap bakiyesi hakkında bilgi sahibi olduğunu ve dava konusu işlemin muvafakati ile yapıldığını ortaya koyduğunu, internet şubesi işlem kayıtlarından davacının dava konusu işlemden kısa süre sonra hesabına bağlandığının anlaşıldığını, tüm bunlara rağmen işlem tarihinden 14 ay sonra dava açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …; dava konusu parayı davacı temsilcisi yazılı talimatı ile çektiğini, ancak ardından hangi bankaya yatırdığını hatırlamadığını, banka ekstrelerinden ve firma kayıtlarından çektiği paranın şirket için kullanıldığının anlaşılacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamı, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu işlemin gerçekleştirilmesinde davacının ve davalı bankanın kusurunun bulunduğu, davacının kusur oranının %80, davalı bankanın kusur oranının ise %20 olduğu, davalı bankanın zarardan kusuru oranında sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı … hakkında verilen karar taraflarca temyiz edilmeden kesinleşmiş olmasına rağmen, mahkemece bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Dairemiz bozma ilamı ile açıkça davalı bankanın mevduatı sahibine iadeyle yükümlü olduğu, davacının da meydana gelen olayda iyi adam çalıştırmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğu gözetilerek mahkemece, davacı ile davalı bankanın kusur oranlarının ve davalı bankanın sorumlu olduğu miktarın belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek mahkemenin önceki kararı bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuştur. Bu durumda davalı bankanın asli kusurlu olduğunun kabulü gerekmekte iken davacının usulsüz para çekilmesinden sonra durumu hemen farketmemesinin hangi gerekçeyle kusur oluşturduğu ve davacının ne sebeple daha ağır kusurlu olduğu açıklanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re’sen BOZULMASINA, (3) numaralı bente açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 245,54 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.