Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/3750 E. 2017/2277 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3750
KARAR NO : 2017/2277
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

MAHKEMESİ : … … 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR

Taraflar arasında görülen davada … … 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/12/2015 tarih ve 2014/38-2015/253 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18.04.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilince hazırlanan coğrafya konusundaki 4 adet kitabın davalı şirketçe diğer davalı tarafından hazırlandığı belirtilerek yayınlandığını, müvekkilinin çektiği bir kısım fotoğrafların da bu kitaplarda izinsiz kullanıldığını, müvekkiline telif bedeli ödenmediğini ileri sürerek müvekkilinin eser sahipliğinin tespitini, FSEK’nin 68’inci maddesi uyarınca her bir eser yönünden 1.000 TL olmak üzere 4.000 TL maddi tazminatın, FSEK’in 70’inci maddesi uyarınca her bir kitap için 5.000 TL’den 20.000 TL manevi tazminatın, yine müvekkilinden izinsiz yayınlanan 35 adet fotoğraf için 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kitapların sadece davacı tarafından değil bir heyet tarafından hazırlandığını ve telif haklarının eser sahiplerine ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Daiemiz bozma ilamına uyularak, dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, dava konusu 9. sınıf konu anlatımlı coğrafya, 10. Sınıf konu anlatımlı coğrafya, ÖSS coğrafya soru bankası ve ÖSS konu anlatımlı coğrafya kitaplarının eser sahipliğinin tespitine, 9.sınıf coğrafya konu anlatımlı kitaba ilişkin olarak 30.750,00 TL’nin 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden, 29.750,00 TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 10. sınıf coğrafya konu anlatımlı kitaba ilişkin olarak 44.730,00 TL’nin 1.000,00 TL sinin dava tarihinden, 43.730,00 TL sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ÖSS coğrafya soru bankası kitabına ilişkin olarak 33.330,00 TL’nin 1.000,00 TL sinin dava tarihinden, 32.330,00 TL sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ÖSS coğrafya konu anlatımı kitabına ilişkin olarak 65.010,00 TL’nin 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden, 64.010,00 TL’sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, FSEK 70. maddesi gereğince eser sahipliğinin tespitine karar verilen her bir kitap bakımından 2.500’er TL’den 10.000 TL, izinsiz basılan fotoğraflar bakımından 3.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminat taleplerinden fazlasının ek davaya konu olabilecek bulunmasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili 06/10/2015 harç tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat yönünden talebini toplam 173.640,00 TL’ye yükseltmiş ve mahkemece de ıslahla artırılan miktarlar nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kural olarak, ıslahın 1086 sayılı HUMK 84’üncü maddesi uyarınca yargılama bitinceye kadar, 6100 sayılı HMK 177. maddesi gereğince de tahkikatın sona ermesine kadar yapılması mümkün olup, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 E- 2016/1 K. sayılı kararına yine daha önce verilen Yargıtay’ın 04/02/1948 tarihli 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme (Resmi Gazete’nin 17/06/1948 sayılı 6934) kararına göre Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Buna göre, mahkemece dava dilekçesinde yer alan talep nazara alınarak değerlendirme yapılması gerekirken davacı vekili tarafından bozma sonrası yapılan ıslah işlemine dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/04/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(M) (M)

KARŞI OY

Mahkemece davacının eser üzerinde sahip olduğu mali haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle talep gibi 5846 sayılı Kanun’un 68. maddesi uyarınca üç kat telif tazminatına hükmedilmiş ise de; Kanun’un 68. maddesinin 1. fıkrasında eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltanların “bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını” isteyebileceği belirtilmiş olup, aynı kanunun 66/3 fıkrası gereğince mahkeme, mali haklara tecavüz halinde, “tecavüzün şümulünu, kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını” takdir etmek durumunda bulunduğundan, dava konusu olayda talep edilebilecek “en çok üç kat fazla” tazminatın tecavüzün şümulüne ve kusurun ağırlığına göre belirleme yetkisine sahiptir. 6098 sayılı TBK 51 maddesi de bu yetkiyi desteklemekte olup, mahkemenin bu hususları tartışmadan doğrudan belirlenen rayiç bedelin üç katına hükmetmesi isabetsizdir Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili 28.2.2013 gün 2012/133 Esas 2013/33 sayılı kararının gerekçesinde yer verilen -maddedeki “üç katı” ibaresi ile- “hak sahiplerinin dava yoluyla isteyebileceği bedele üst sınır getirildiği, hâkimin taleple bağlı olduğuna dair veya takdir yetkisine ilişkin olumsuz bir düzenleme içermediği, bu sınır içerisinde kalmak şartıyla hâkimin dosya içeriği ve talebi de gözeterek takdir yetkisi kullanacağının açık olduğu ve her dava konusu olayda tartışılması ve değerlendirmesi gerektiği” şeklindeki gerekçenin de muhalefet görüşü doğrultusunda bulunduğu ve hükmün bu nedenle de bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz.