Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/3740 E. 2017/5748 K. 25.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3740
KARAR NO : 2017/5748
KARAR TARİHİ : 25.10.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/10/2015 tarih ve 2014/633-2015/597 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin turizm, uçak bilet satışı ve seyahat acenteliği işleri ile uğraştığını ve davalı banka nezdinde mevduat hesapları bulunduğunu, davalı bankaya ait POS cihazlarının müvekkilinin kullanımında olduğunu, müvekkilinin müşterisinin bilgilerini alarak POS cihazından dış hat uçak bileti sattığını, bunun bedelini tahsil ettiğini, işlemin sorunsuz devam etmesi nedeniyle aynı müşteriye bilet satışına devam ettiğini, 07.08.2012 tarihinde işlemin şüpheli olduğu bankaca bildirilerek işlemin durdurulmasının istendiğini, bankanın istemi doğrultusunda müşteriden evraklar alınarak bankaya sunulduğunu ve banka tarafından işlemlerin onaylandığını, buna güvenen müvekkilinin de işlemi tamamladığını, bu nedenle de banka talimatına uygun işlem yapılması nedeniyle müvekkilinin kusurunun söz konusu olmadığını, bankanın onay vermemesi halinde işlemin yapılamayacağını, 06.08.2012 ile 07.08.2012 tarihlerinde yapılan işlemler ile önce hesabındaki paraya bloke konulup ardından çekildiğini, haksız şekilde çekilen paranın iadesi için muhtıra gönderilmesine rağmen paranın iade edilmediğini, başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, işlemin taraflar arasındaki sözleşme ile uluslararası visa/master kart kurallarına uygun olduğunu, işlemlerin kart hamilleri tarafından yapıldığının kanıtlanmaması nedeniyle çekilen miktarların davacıya ödenmeyerek kart hamillerinin bankaları olan … dışı bankalarına ödendiğini, meydana gelen zararların davacının bankadaki mevduatından kesilmesinde usulsüzlük bulunmadığını, davacının sözleşmenin anılan maddesine uygun belgeler düzenleyerek işlemin gerçek hamil tarafından yapıldığına ilişkin kanıtları sunmadığını, bankanın verdiği onayın sadece kart numarasını, geçerlilik tarihini ve limit onayını kapsadığını, bunlar dışında karttan yapılan işlemlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının denetlenemediğini, davalı bankanın bu kapsamda bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bankanın en hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu, işlemde kullanılan sahte kartların … dışında kurulu bir bankanın kartlarının kopyalanması suretiyle elde edildiği, bu nedeniyle kart hamilinin bilgilerinin banka sistemi ile denetlenmesinin mümkün olmadığı, mesafeli satışlarda bu tür sahteciliğin önlenmesine ilişkin bir sistemin kurulmasının teknik olarak mümkün olmadığı, davalı bankaya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.