Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/366 E. 2017/3991 K. 22.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/366
KARAR NO : 2017/3991
KARAR TARİHİ : 22.06.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/04/2014 gün ve 2013/300-2014/108 sayılı kararı bozan Daire’nin 01/10/2015 gün ve 2014/12471-2015/9748 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin murisi …’nın davalı şirkette 2003-2005 yılları arasında alt acente olarak çalıştığını, davalının tahsil edilen poliçe primlerine teminat olmak üzere her poliçe tesliminde yaklaşık primleri karşılayacak şekilde muris …’den bono aldığını, murisin düzenlediği poliçelerin primlerini makbuz karşılığı peyder pey davalı şirkete teslim ettiğini, iş ilişkisi devam ettiği için de teminat olarak verdiği bonoları geri almadığını, 25/03/2005 tarihi itibariyle davalıya bu şekilde ödenen para toplamının 70.337 TL olduğunu, davalının söz konusu bonoları … 8. İcra Müdürlüğü’nün 2005/3124 E. ve 2005/7164 E. takip sayılı dosyaları ile takibe koyarak yeniden tahsil etme yoluna gittiğini, müvekkilinin eşi tarafından açılan menfi tesbit davasının reddedilip Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, davalının müvekkili tarafından açılan menfi tespit davasına karşı dava olarak açtığı bakiye alacağının tahsili davasının ise bozmadan sonra feragat nedeniyle reddedildiğini, davalıya makbuz karşılığında ödenen paraların senede bağlanmış borca karşılık olup müvekkilinin murisinin davalıya başka borcu bulunmadığını, muris tarafından belge karşılığı yatırılan 70.337,00 TL’nin davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini ileri sürerek, 70.337 TL’nin 25/03/2005 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının murisi Hamdi Karaca ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin 21/12/2002- 30/09/2005 arasında sürdürüldüğünü, son ödemenin yapıldığı tarihten bu güne kadar 5 yıldan fazla süre geçtiğini, BK’nın 66. maddesine göre 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının tüm iddiaları daha önce açılan menfi tespit davasında incelenerek hüküm kurulduğundan kesin hüküm nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 35.455,50 TL’lik bölüm yönünden davanın esastan, bakiye 34.881,50 TL’lik bölüm yönünden zamanaşımı nedeniyle usulden reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/12471 Esas 2015/9748 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 7,80 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 22/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.