Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/3590 E. 2017/5988 K. 01.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3590
KARAR NO : 2017/5988
KARAR TARİHİ : 01.11.2017

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/11/2015 tarih ve 2015/208-2015/262 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli çok sayıda markasının bulunduğunu, davalının ise “…” ibareli markanın tescili için davalı kuruma başvurduğunu, taraf markaları arasında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunduğunu, müvekkili tarafından bu amaçla yapılan itirazın davalı kurum tarafından kesin olarak reddedildiğini ileri sürerek, TPE YİDK kararının iptaline ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davacının “…” esas unsurlu markalarıyla davalının ” … ” ibareli başvurusu arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında taraf markaları arasında iltibas oluşmadığı, tanınmışlık açısından ise davalı başvuru markasının davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından haksız yarar sağlayabileceği, onun itibarına zarar verebileceği ve davacı markasının ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin kanıtlanamadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı, YİDK kararının doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.