Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/3532 E. 2017/2278 K. 19.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3532
KARAR NO : 2017/2278
KARAR TARİHİ : 19.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/12/2015 tarih ve 2011/318-2015/621 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18.04.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av…. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette 01/10/2007 tarihinden 21/10/2010 tarihine kadar genel müdür olarak çalıştığını, kendisine şirket hisselerinden %1 hisse tevdi edildiğini ve genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyesi olarak görev verildiğini, 21.10.2010 tarihinde davacının davalı şirketteki %1 hissesini devrederek yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığını, bu tarihten sonra danışman sıfatıyla 15.12.2010 tarihine kadar çalıştığını, davalı şirketin faaliyette bulunduğu yörenin önemli bir tarım bölgesi olmasından yola çıkarak bağ işletmesi sahibi olmaya karar verdiğini, 25.07.2008 tarihinde 22.000 metrekare bir tarla satın alındığını, davalı şirketin iştigal konuları arasında tarım arazisi satın almak ve işletmek işi bulunmadığı ve kasası uygun olmadığı için, ayrıca satıcının tapuda beyan edilen değerin düşük gösterilmesini istemesi nedeniyle satış bedeli olan 60.000,00 TL’sinin sadece 5.300. TL’sini şirketin, satış bedelinin bakiyesi olan 54,700,00 TL’sinin ise müvekkilinin ödediğini, taşınmazın zilyetliğinin teslim alındığı günden şirketin ana sözleşmesinin tadil edildiği güne kadar taşınmazın bir bağ haline getirilmesi için gereken tüm harcamaların davacı tarafından yapıldığını, 23/09/2009 tarihinde ana sözleşmenin tadil edildiğini ve bundan sonraki sarfiyatı şirketin ödediğini, davacının bu sebeple şirketten taşınmaz satım bedeli ile bu taşınmaz için harcanan bedeller toplamı olan 79.562,00 TL alacağının olduğunu, davacı tarafından yapılan harcamaları gösteren listenin, şirketi 250.000,00 TL’sine kadar temsil ve ilzam etmeye yetkili yönetim kurulu üyesi … tarafından 14.12.2010 tarihinde imzalandığını, çekilen ihtara rağmen davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine icra takibine geçildiğini, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptalini, alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 2008 yılı bilançosunu onaylamakla dava konusu ettiği ve kendisinin gerçekleştirdiğini iddia ettiği mali işlemleri onayladığını, böylece söz konusu bağ alımına ilişkin de herhangi bir hak ve alacağının olmadığını da tasdik ettiğini, iddia edilen işçiliklerin tamamının şirkette çalışan elemanlar tarafından yapıldığını, bu işçilerin yemeklerinin de şirket bünyesinde bulunan yemekhaneden karşılandığını, söz konusu gayrimenkulün alınması hususunda hiçbir yönetim kurulu kararı bulunmadığını, ibraz edilen harcama kalemine ilişkin belgede davacı tarafça sahtecilik yapıldığını, evrak üzerindeki tarihin …’ın değil, davacının attığını, söz konusu evrakın şirket kayıtları ile uyumlu olmadığını, davacının kendi müdürlük yaptığı döneme ilişkin onayladığı şirket kayıtlarında davacının şirkete borçlu olduğunun görüldüğünü, davacının davalı şirkete ait satışı yapılamamış olan ikinci kalite malları da sattığını ancak gelirini şirkete gelir kaydettirmediğini, yine şirkete ait bir kısım malların davacıda bulunduğunu, bu suretle takas def’inde bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının 01.10.2007- 21.10.2010 tarihleri arasında davalı şirketin %1 ortağı olarak yönetim kurulu üyesi ve genel müdür sıfatı ile çalıştığı, 25.07.2008 tarihinde gayrimenkul (bağ) satın alındığı, davacının 21.10.2010 tarihinde hissesini devrederek şirkette çalışmaya devam ettiği ve 15.12.2010 tarihinde davacının işine son verildiği, davacıya taşınmaz alım tarihinde buna ilişkin yetki verilmediği, taşınmaz için yapılan harcamalarda dava dışı …’ın imzasının yer aldığı ve davacının ödeme yaptığına ilişkin herhangi belge sunmadığı, böylece davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı şirket yönetim kurulu üyeliği ve sonrasında danışmanlık yapan davacının şirket için yaptığı harcamaların tahsili amacıyla giriştiği icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Takip ve davaya konu 14/12/2010 tarihli, davalı şirket kaşesini taşıyan ve davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili bulunan yönetim kurulu üyesi …’a ait imzanın olduğu ileri sürülen “Üzüm Bahçesi İçin Yapılan 2008-2009 Harcama Listesi” başlıklı belgede, ödemesi davacı … tarafından yapılan bağ harcamaları tarih ve açıklamaları da içerir şekilde gösterilmiş, davacı tarafından yapılan toplam harcama bedelinin 79.562,00 TL olduğu bildirilmiştir. İbraz edilen 03/11/2010 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi suretinden de davalı şirketin 19/10/2010 tarihli yönetim kurulu kararının tescil ve ilan edildiği, şirket adına sayılan işlemleri yapmaya ve Yönetim Kurulu Başkanı …’in şirket unvanı veya kaşesi altında vazedeceği münferit imzasıyla şirketi temsil ve ilzam etmesine, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı …, Yönetim Kurulu Üyesi …’ın şirket unvanı veya kaşesi altında vazedecekleri imzaları ile şirketi 250.000,00 TL’sine kadar münferiden, 250.000,00 TL’sinin üzerindeki işlemlerle ilgili olarak ise şirket unvan veya kaşesi altında vazedecekleri müşterek imzaları ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları getirtilmek suretiyle dava konusu yazılı belge altında yer alan şirket kaşesi üzerinde imzası bulunduğu bildirilen …’ın davalı şirketi temsile yetkili olup olmadığı araştırılarak ibraz edilen 14/12/2010 tarihli belgenin ve içeriğinin değerlendirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.