Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/3474 E. 2017/5485 K. 18.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3474
KARAR NO : 2017/5485
KARAR TARİHİ : 18.10.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/12/2015 tarih ve 2014/588-2015/865 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan … tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili dava dışı … San. Tic. AŞ’ye ait …’dan ithal edilerek … Limanına tahliye edilen ve …-… sevkiyatı yapılacak olan sigorta poliçesi ile teminat altına alının 13 rulo kağıt emtiasının …’da … plakalı kamyona yüklenerek sigortalının …’daki fabrikasına sevk edildiğini, bu emtianın 14.03.2012 tarihinde kamyondan tahliyesinde emtianın ıslak olduğunun görülerek teslim tarihinde emtianın hasarlı teslim edildiğine dair tutanak tanzim edildiğini ve davacıya hasar ihbarı yapıldığını, hasar ihbarı üzerine eksper raporu doğrultusunda davacı tarafından sigortalısına 14.002,49 TL hasar bedeli ödendiğini, her iki davalının da hasardan taşıyıcı olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduklarını ileri sürerek davacının ödemiş olduğu 14.002,49 TL tazminatın 30.05.2012 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar dosyaya cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Mahkemece; incelenen tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre; davacının yaptığı ödemeyi, BK’nin temlik hükümlerine göre davalılardan talep hakkı bulunduğu, davacı … şirketinin sigortalısına tazminatı ödedikten sonra davalıyı temerrüde düşürmediğinden davalı taşıyıcı dava tarihinden itibaren temerrüde düştüğü, taşıma sırasında emtiada meydana gelen zarardan CMR m.17 hükmüne göre sorumlu olan davalıların CMR m.17/2 hükmünde sayılan kurtuluş sebeplerinden hiçbirini ispatlayamadığı, gerçek zararın 13.252,49 TL olduğu, bu rakamın CMR m.23 hükmüne göre hesaplanan sorumluluk üst sınırının altında kalması nedeniyle taşıyıcıların bu rakamdan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 13.252,49 TL’nin ödeme tarihi olan 30/05/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan …’den alınarak davacıya verilmesine, davalılardan … Tic. Ltd. Şti aleyhine açılan tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılardan … temyiz etmiştir.
1- 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi hükmüne göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine Anayasa’nın 141’inci maddesinin 3’üncü fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Mahkemece; 08/12/2014 tarihli asıl rapor metni karar gerekçesine aynen aktarılmıştır. Anılan raporda davalı taşıyanın sorumluluğunun CMR hükümlerine göre değerlendirildiği belirtildikten sonra, hükmün 5. fıkrasında bilirkişi heyetinin 08/04/2015 havale tarihli ek raporunda da kök rapordaki gerekçelerin açıklanmış olduğu belirtilerek benimsendiği belirtilmek suretiyle buna göre hüküm tesis edildiği ifade edilmişse de; ek raporda kök rapordaki görüşlerin tersine taşımanın 6762 sayılı TTK hükümlerine tabi taşıma niteliğinde olduğu ve buna göre uyuşmazlığın çözümünün gerektiği belirtilmiştir. Az önce de açıklandığı üzere mahkemece ek rapordan bahsedildiği halde birbiriyle çelişkili olan asıl ve ek rapordan hangisine itibar edildiği belirtilmeksizin sonuç kısmında davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde belirtilen unsurlardan ve özellikle de gerekçeden yoksun olması ve denetime elverişli olmaması nedeniyle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı …’in temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …’in temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.