Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/3304 E. 2017/2121 K. 13.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/3304
KARAR NO : 2017/2121
KARAR TARİHİ : 13.04.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/10/2015 tarih ve 2014/893-2015/738 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10/04/2017 günü hazır bulunan asıl ve birleşen davalarda (Birleşen 2008/65 Esas, 2004/518 Esas) davacı-birleşen (2005/44 Esas) davada davalı … vekili Av. …, asıl ve birleşen davalarda (Birleşen 2008/65 Esas, 2004/518 Esas) davalı-birleşen (2005/44 Esas) davada davacı … ile asıl davada davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, … Grubu ile … Grubu’nun ortak oldukları şirketlerde, … Grubu’na ait hisselerin Grubu’na devri nedeniyle davaya konu protokolün imzalandığını, davalı …’ün protokolü kendi adına asaleten, kendi grubundan olan şirket ortakları ve kendilerine hisse devri yapılmasını isdedikleri kişileri ile yetkilisi olduğu … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. adına da temsilen imzaladığını, protokolün 3. maddesi ile vekil edeni tarafından bedelleri devredilen hisseler ile ödenmiş olan ve ilk hisse devri tarihi olan 17/01/2002 tarihinde davalı ……Ltd.Şti tarafından protokole uygun olarak kendisine ruhsatları ile birlikte teslim edilmiş olan dört adet aracın vekil edenine yada göstereceği kişilere bedelsiz olarak devri işlemlerinin gerçekleştirilmediğini ileri sürerek, dört adet aracın trafik kayıtlarının sözleşmenin 3. maddesine uygun olarak vekil edeni adına hükmen devri ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19/04/2005 tarihli ıslah dilekçesinde ise davanın görülmesi sırasında davalıların muvazaalı takipleri ile cebri icra yoluyla araçların haciz ve muhafaza altına alınmış olduğundan, fiilen araçların devir ve teslim olanağı kalmamakla, araç değeri olan 50.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl davada, davaya konu araçların mülkiyetinin davalı şirkete ait olması nedeniyle, …’ün davalı sıfatının bulunmadığını, …’ün devir öncesi bir görüşme notu, tutanak, protokol öncesi çalışma maliyetini aşmayan belgeyi ne vekaleten, ne de temsilen imzalamadığını, davalı …’ün henüz hissedarı ve yetkilisi olmadığı şirketi temsil olanağının bulunmadığını, şekil şartına uygun yapılmadan aracın mülkiyetinin naklinin mümkün olmadığını, bahsi geçen hisse devirlerinin 17/01/2002 tarihinde noterde resmi şekilde gerçekleştirilip, tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, davacı taleplerinin objektif iyi niyet kurallarına, halin icabına, hayatın olağan akışına, dürütlük kuralına uymadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/65 E. sayılı dava dosyasında davacı vekili, davalı ile vekiledeni imzasını taşıyan … ve Grupları’nın ortak oldukları şirketlerin hisse devirleri nedeniyle verilen sıra senetleri ile birlikte düzenlenmiş olan protokolün 2. maddesine göre vekiledeninin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, hisse devirlerinin gerçekleştirildiğini, buna rağmen davalının edimlerini yerine gitermediğini, hisse devri gerçekleştirilmeyen önceki dönemlere ait paylaşımın taraflar arasında kararlaştırıldığını, bu konuda düzenlenen protokolde … 1. Bölge … Mah. … Cad. N:117’deki gayrimenkulün 150.000 USD’lik alacağa karşılık olarak alınmış ve kayden … adına tapuda kayıtlı görünen binanın satılması durumunda satış bedelinin %33 ünün satılmaması durumunda ise %33 tapu hissesinin vekiledenine verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak bu edimi davalının yerine getirmediğini, tapu kaydında yapılan incelemede 30.000.000.000 TL bedeli bu gayrimenkulün satıldığını, bu satışın gerçek olmadığını, davalının 150.000 USD miktarı kabul ettiğini ileri sürerek, 49.500 USD’lık %33 hissenin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, söz konusu belgenin hazırlık çalışmasını gösteren bir tutanak olduğunu, bu belgelerin devir işlemi yapıldıktan sonra hükümsüz kaldığını, devir işlemlerinin tamamlandığını, davacının dava dilekçesinde davanın hukuki sebebinin akitten doğan alacak mı, yoksa sözleşmenin kötü ifası sebebiyle uğradığı zararın tazmini konusu mu olduğunu açıklamadığını, bu anlaşma senedi ile ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduklarını, emniyeti suistimal, dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işlediklerinden bahisle şikayet ettikleri, dosya içerisindeki bilgiler ve bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, bu sözleşme uyarınca açılan davaların neticelenmediğini, sözleşme altındaki imzanın vekil edenine ait olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2004/518 E. sayılı dava dosyasında davacı vekili, vekil edeni ile davalının imzasını taşıyan … ve Grupları’nın ortak oldukları şirketlerin hisse devirleri nedeniyle verilen sıra senetleri ile birlikte düzenlenen tasfiye protokolünün 2. maddesinin 2. paragrafında belirtilen hükümlerin vekil edeni tarafından yerine getirildiğini, hisse devirlerinin gerçekleştirildiğini, davalının ise hükümleri ifa etmediğini, sözleşmede hisse devrinin gerçekleştirilmeden önceki döneme ait ortak bir alacağın taraflar arasındaki paylaşımı içerdiğini, sözleşmeye göre … Ticaret’te kalan 200.000 USD borca karşılık borçlu … Ticaret’in … … mevkiinde kain yazlık sitesindeki dört tripleks dairelerin satılması durumunda satış bedelinin %33’ünün …’a %67’sinin …’e ait olacağının kararlaştırıldığını, vekiledenin davalıya ihtarname keşide ederek konu olan taşınmazların %33 tapu hisselerinin devrini talep ettiğini, davalının konu olan taşınmazları aldığını, ancak vekiledenine ait %33 hissenin tescilinin yapılmadığını, sözleşmeye göre 200.000 USD’ye karşılık alacağı kabul edilen bu bedelin %33 tutarının 66.000 USD yaptığını, bedelin belirlenmesi ile karşılığı olan TCMB efektif satış kuruna göre hesaplanacak TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, açılan davanın haksız olduğunu, hisse devir işlemlerinin bilahare ilgili şirketlerin yetkilileri tarafından rızaları doğrultusunda oluşan nihai şartlar çerçevesinde kanunla öngörülen şekle riayet edilerek tamamlandığını, devir öncesi çalışmaların konusuz kaldığını, davacının vekiledeni hakkında baskı yaratmaya çalıştığını, açılan davaların 8’e ulaştığını, talebin objektif hüsniyet kaidelerine aykırı bulunduğunu, davacının talebinin neye dayandığının anlaşılamadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2005/44 E. sayılı dava dosyasında davacı vekili, davalı tarafça “anlaşma” başlıklı metnin 3 numaralı maddesine dayanılarak icra takibi gerçekleştirildiğini ve vekil edeninden 30.000 USD talep edildiğni, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin vekil edeninin de aralarında bulunduğu kişilerce daha önce davalıya ait bulunan … Bakır…Ltd. Şti unvanlı ticaret şirketinin satın alınmasıyla başladığını, hisse devir sözleşmesi uyarınca şirketin alınması ve ücretin tamamen ödenmesi ile sona erdiğini, “anlaşma” başlıklı metnin taraflar arasında akdedilmiş teknik anlamda bir sözleşme olmadığını, tutmak hazırlık notu, anlaşma öncesi çalışma mahiyetinde bir belge olduğun, nitekim davalı tarafın da bu güne dek bundan “protokol ” olarak bahsettiğini, bunun bir alacak verecek ilişkisine vücut verecek nitelikte bir hukuki belge olmadığını, şayet sözleşme hüviyeti tanınacaksa bu belgenin olsa olsa kefalet akdi olarak değerlendirilmesinin icap edeceğini, ancak muayyen bir miktar belirtilmediği için BK’nun 483 vd. gereğince bunun geçersiz olacağını, zaten vekil edeninin edimini taahhüt ettiği kimseler ile davalı arasında bir asıl borç ilişkisinin de bulunmadığını, bu haksız notu mahiyetindeki belgede bulunan pek çok husustan daha sonra sarfınazar edilerek nihayet eren müzekkereler çerçevesinde hisse devir sözleşmesinin akdedildiğini ileri sürerek, menfi tespit ve toplam dava konusu üzerinden %40 oranında kötü niyet tazminatı talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının davasının vekil edeninin kesinleşmiş olacağını almasını geciktirmeye yönelik olduğunu, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin davacının belirttiği gibi başlayıp bitmediğini, davacı … … ve … ailesinin diğer bireyleri ile vekil edeni ve … Ailesinin diğer bireyleri arasındaki hukuki ilişkinin 1998 yılından bu yana ortak oldukları üç şirket nedeniyle sürdüğünü, ancak 2002 yılından itibaren başlayan kademeli bir süreçte …’ın bu üç şirketteki hisselerini ‘lere ve onların gösterdikleri kişilere devretmesi ile ortaklığın sona erdiğini, ortaklık devam ederken oluşmuş bazı borçların taraflar arasındaki tasfiyesi için protokol düzenlendiğini, hisse devir sözleşmesinin bu anlaşma ile anlaşmayı ortadan kaldırma anlamında bir ilgisi olmadığını, anlaşma metninin hisse devri yapılmadan önceki somut borç ve alacakların tasfiyesini yaptığını, anlaşma içeriğinde anlaşmanın hisse devrinden sonra yapıldığı açıkça yazıldığı için bunun bir hazırlık notu olduğuna ilişkin davacı iddiasının yerinde olmadığını, aile bireyleri arasında birbiri adına hareket etmenin teamül halini aldığını, vekil edenine verilen senetlerinde davacının kardeşleri adına hareket ederek imzaladığını, bu imzanın gereğinin tüm aile bireyleri tarafından yerine getirildiğini, dava konusu anlaşmanın diğer davalardaki bilirkişi raporlarında açıkça görüldüğü üzere, tarafları bağlayıp bir anlaşma olduğunu, davacı beyanlarının gerçek dışı olduğunu, aksinin sicil kayıtları ile sabit olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, anlaşmanın geçerli olduğu, hisse devir sözleşmesinden sonra yapıldığı, davalıların bu anlaşma metni ile bağlı bulunduğu ve anlaşma hükümlerine uymak zorunda olduğu, davalı … ‘ün anlaşmadaki imzası dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı B.K’nun 110/1 maddesi uyarınca üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde bulunduğu, dolayısıyla üçüncü kişi edimini ifa etmediği takdirde taahhüt edenin de fiilin ifasından sorumlu olacağı, bu nedenle davalı …’ün anlaşmadaki imzası uyarınca anlaşmadaki edimlerin ifasından bizzat sorumlu olduğu gerekçesi ile asıl davada davanın kabulüne, 50.000 TL’nin ıslah tarihi 19/04/2005 tarihinden itibaren tahsile kadar değişen oranlarda yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile, davacıya verilmesine, birleşen … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/518 e. sayılı dosyasında davanın kabulüne, 66.000 USD alacağın 04/05/2004 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca işletilecek yabancı para faizi ile birlikte BK’nun 99. madde uyarınca fiili ödeme günündeki efektif satış kuru karşılığı TL üzerinden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/44 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
(1) Asıl ve birleşen davalar sözleşmeden kaynaklı alacak ve menfi tespit istemine ilişkindir.
Davaya konu anlaşma metni incelendiğinde, 1 nci maddede, borçlusu Klas Kablo olan icra takibine konu 130.000 Dolar alacağın …’a bırakılması ve alacak icra kanalıyla tahsil edilemezse tahsil edilemeyen kısmın % 67’sinin … tarafından …’a ödeneceği, 2 nci maddenin 1 nci fıkrası bu davaya konu olup, borçlusu … Ticaret olan 350.000 Dolar alacağın 150.000 Dolarına karşılık olarak borçlunun tapusunu verdiği … adına kayıtlı taşinmazın satış bedelinin % 33’ünün …’a verileceği, 2 nci maddenin 2 nci fıkrası … Ticaret’in kalan 200.000 Dolar borcu tahsil edilirse % 33’ünün …’a verileceği, eğer bu borça karşılık … Ticaret’in önerdiği daireler alınır ve bu daireler satılırsa satış bedelinin % 33’ünün …’a verileceği, satamadığı takdirde aynı oranda tapu hissesinin verileceği, 3’ncü madde … Ltd. Şti. adına kayıtlı binek otolardan plakaları belirtilen otoların bedelsiz olarak …’a veya bildireceği şahsa devredileceği, 4 ncü maddede satış bedelinden düşülen 30.000 Dolar’ın beş taksitte …’a ödeneceği, 5 nci maddede …’a ödenmesi taahhüt edilen borcun tamamen … tarafından ödeneceği hükümlerini içerdiği görülmektedir.
Mahkemece anlaşma metni bağlayıcı kabul edilerek bir sonuca varılmış ise de, 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü çerçevesinde tarafların, mensubu oldukları ailelerin ve dava dışı kişilerin ortağı oldukları şirketlerin, şirketlerdeki devir öncesi ve sonrası pay durumlarının, şirketlerden olan alacak ve borçlarının taraf iddia ve savunmaları çerçevesinde tespiti, sözleşme hükümlerinin sözleşmenin taraflarının, dava dışı şirket ve onların ortakları yönünden bağlayıcı olup olmayacağının değerlendirilmesi, gerektiğinde tarafların isticvabı suretiyle açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, asıl ve birleşen davalarda verilen hükmün asıl ve bazı birleşen davalarda davalılar, … 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/44 Esas sayılı davasında davacı yarına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden asıl ve bazı birleşen davalarda davalılar, … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/44 Esas sayılı davasında davacı yarına BOZULMASINA, (2) Bozma sebep ve şekline göre asıl ve bazı birleşen davalarda davalılar, … 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/44 Esas sayılı davasında davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.480,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 13/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.