Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/326 E. 2017/3241 K. 31.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/326
KARAR NO : 2017/3241
KARAR TARİHİ : 31.05.2017

Taraflar arasında görülen davada verilen 20/10/2015 tarih ve 2014/247-2015/132 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının sektörde kullanılan yenilik ve ayırt edicilik özelliği taşımayan tasarımları tescil ettirdiğini, davalıya ait 2012/08050 sayılı çoklu tasarımın 2. sıra tasarımının ve davalıya ait 2012/08051 sayılı çoklu tasarımın 1, 3, 5, 6, 10 ve 11 sıra sayılı tasarımların daha önce birçok katalogda kullanıldığını, davalının ayrıca 2012/107468 numara ile tescilli “hıshıne” markasının bulunduğunu, söz konusu markanın 2. sınıfta tescilli olduğunu, davalı markasında yer alan anlamına geldiğini, anlamına geldiğini, davalı markasının vasıf belirtmekte olduğunu ileri sürerek davalıya ait sayılı çoklu endüstriyel tasarımın 2. sıra tasarımının, 2012/08051 sayılı çoklu tasarımın I. 3, 5. 6, 10 ve 11. sıra sayılı tasarımlarının hükümsüzlüğüne karar verilmesini, davalıya ait tescil numaralı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının tescil ettirmiş olduğu tasarımların yeni ve ayırt edici olduğunu, katalogların sonradan basılmış olma ihtimali karşısında bunların delil teşkil edebilmesi için basım tarihlerinin ispat edilmesi gerektiğini, davalı adına tescilli markasının türetilmiş bir kelime olup bir anlamı bulunmadığın ibaresinin sektörde herkes tarafından kullanılan bir ibare olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davalı adına tescilli markasının tescil edildiği sınıfın boya ürünleri ile ilgili olduğu, tescilli olduğu emtialar bakımından vasıf belirtici, tamamlayıcı olduğu, ilgili sektörde kullanılan bir ibare olarak hükümsüzlük şartının oluştuğu, davalıya adına tescilli tasarımlarının ayırt edici niteliğe sahip olmadığı ve yenilik vasfını taşımadığı gerekçesiyle ./..

davanın kabulü ile davalı adına tescilli 2012/08050 nolu tasarımın 2. sıra tasarımı ile 2012/08051 sayılı 1,3,5,6,10 ve 11 sırada kayıtlı tasarımların 554 sayılı gereğince hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine ve davalıya ait 2012/107468 nolu markasının hükümsüzlüğüne, sicilinden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tasarım hükümsüzlüğüne yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı vekilinin marka hükümsüzlüğüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince, 556 sayılı KHK 7/1-c hükmü uyarınca bir ibarenin cins, vasıf vb tasviri özellik belirtmesi nedeniyle mutlak tescil engeli olarak kabul edilebilmesi için, söz konusu ibarenin üzerinde kullanılacağı ürün veya hizmetler bakımından doğrudan cins, vasıf gibi karakteristik bir özellik belirtmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu marka kelimesinden oluşmaktadır. Markalara konu işaret ve ibarelerin tasviri (tanımlayıcı) nitelikte olup olmadığı belirlenirken, ibarelerin ise parçalara ayrılmayıp bir bütün olarak, tescil olunmak istenen mal ve hizmetler yönünden ortalama tüketici kitlesinin genel izlenimi itibariyle değerlendirme yapılmalıdır. Adı geçen ibarenin herhangi bir anlamı bulunmayıp markanın bir bütün halinde ve ortalama tüketici nezdinde bıraktığı genel izlenim itibariyle tescil engelinin bulunmadığının kabul edilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu ibaresinin bir bütün olarak tescil konusu 02.sınıf mallar bakımından doğrudan karakteristik özellik belirten işaret olarak kabulü mümkün olmadığı halde mahkemece, bu ibarenin oluştuğu kelimeler ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle sonuca ulaşılması doğru görülmediğinden hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, ödediği peşin temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 31/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.