Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/2973 E. 2017/2585 K. 03.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2973
KARAR NO : 2017/2585
KARAR TARİHİ : 03.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/07/2015 tarih ve 2014/261-2015/318 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin … Polis Meslek Yüksek Okulunda gerekli izinleri alarak, bandrollü ve yasal hiçbir engeli olmayan kitap satışı yaptığını, davalının, davacının kitap sattığı yerlere giderek “davacının sattığı kitapların korsan olduğunu, satın alanların kandırıldığını, dolandırıldığını, sahtecilik yapıldığını” söyleyerek davacının ticari itibarına zarar verdiğini, davalının bu eylemlerinden dolayı davacıdan kitap alan kişilerin toplam 9.320,00 TL siparişlerini iptal ettiklerini, davacının, bunun için 611,19 TL’lik kargo masrafı yaptığını, davacının iptal taleplerini görüşmek için yol, yakıt ve konaklama masrafı yaptığını, davacının bu konularda ve iptal edilen sipariş bedelleri ile kargo bedelinden oluşan toplam zararının 10.500,00 TL olduğunu beyan ederek 10.500,00 TL’nin ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesindeki iddiaların uydurma olduğunu, davacının kardeşi olduğunu sandıkları …’in 02.03.2012-19.04.2012 tarihleri arasındaki dönemde davalının yanında çalıştığını ve çalışan bayanlara sarkıntılık yaptığı için işten çıkarıldığını, davanın açılmasının sebebinin bu konuda oluşan husumet olduğunu, TTK’nda yer alan haksız rekabet koşullarının oluşmadığını, aynı kitapevine ait kitapların aynı yerde satılmasının haksız rekabet oluşturmayacağını, tarafların aynı basım-yayın evine bağlı satıcılar olarak kitap satışını yaptığını, davacı tarafından yapıldığı beyan edilen karalamaları kabul etmediklerini, davacı ile aynı kitapların satışını yapan davalının bu kitapları karalama imkanının olmadığını savunarak davanın reddine talep etmiştir.
Mahkemece, davalının satış izninin davacıya ait sözleşmelerin fesih tarihinden 25 gün sonra olması sebebiyle davacının oluşan zararında davalının etken olamayacağı, davacının uğradığı ileri sürülen maddi zararı ile davalının eylemleri arasında illiyet bağı bulunmadığından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar esnaf olduklarından dava, TBK 57. maddesi kapsamında, maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalının davacı ile aynı yerde 25 gün sonra stand kurması sebebiyle iddia olunan zararın oluşmasında etken unsur olamayacağı ve haksız rekabet oluşmayacağı sonucuna varılmış ise de, bu husus tek başına haksız rekabetin oluşmadığı sonucunu doğurmaz. Bu nedenle davalının haksız rekabet doğuran eylem ve davranışlarına dair tüm delillerin tek tek değerlendirilmesi, davacı tanıklarının beyanlarının irdelenmesi ve davacının dosyaya sunmuş olduğu; sözleşmesini fesheden müşterilerin yazılı belgelerinin de tartışılması, gerekirse bu kişilerin tanık olarak dinlenilmesi suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.