Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/278 E. 2017/2981 K. 23.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/278
KARAR NO : 2017/2981
KARAR TARİHİ : 23.05.2017

Taraflar arasında görülen davada bozmaya uyularak verilen 10/04/2015 tarih ve 2014/121-2015/251 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı …Ş. vekili ile fer’i müdahil vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21,242 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 12/11/2009 tarihinde tasarruflarını değerlendirmek için giderek hesap açtırmak istediğini söylediğini, banka çalışanlarının yanlış ve kasıtlı yönlendirmeleri ile kağıt üzerinde parasını off shore bankasına gönderdiğini, esasen parasının off shore bankasına yatırıldığını bankaya el konulduktan sonra öğrendiğini, müvekkilinin yatırdığı paranın iadesi için daha önce ile dava açtığını, 04.07.2003 tarihinde davanın reddedildiğini, işbu dava açılırken daha önce açılan dosyadan evraklar temin edilirken o dosyaya sunulan hesap açma ve havale emri başlıklı belgelerdeki imzanın müvekkile ait olmadığı anlaşıldığını, diğer taraftan ile birlikte 53 sanık hakkında 29.11.2005 tarihli karar ile dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı verildiğini, müvekkilinin aleyhine dava açtığını ve 11/01/2011 tarihinde davanın kabul edildiğini ancak tahsil edilemediği için aciz vesikası alındığını ileri sürerek, 8.428,00 TL’nin 12/11/1999 tarihinden 22/12/1999 tarihine kadar %83 faizi, bu tarihten itibaren ise avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki, görev, husumet, zamanaşımı nedeniyle davanın usulden ve esastan da reddini istemiştir.
Fer’i müdahil vekili, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 8.428,69 TL’sinin 12/11/1999 tarihinde çalışanlarının yönlendirmesi ile off shore hesabına yatırdığı, of shore işlemleri ile ilgili riski hakkında bilgi verilmediği, davacının bu konuda müterafik kusurlu bulunmadığı, davacının off shore bankası aleyhine dava açarak aciz vesikası aldığı, bankanın ortağı kararı ile bankayı vasıta ./..

kılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 8.428,69 TL’nin 12/11/1999 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle davalıdan tahsline karar verilmiştir.
Kararı, davalı …Ş. vekili ile fer’i müdahil vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması ile davalının sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve TTK’nın 336’ıncı maddelerinden kaynaklanmasına, davacının zararını Off Shore Bankası’ndan tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren zaman aşımı süresinin başlamasının gerekmesine ve ayrıca her ne kadar fer’i müdahil TMSF karar başlığında gösterilmemiş ise de, maddi hataya dayalı olan bu hususun mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün bulunmasına göre, davalı …Ş. vekili ile fer’i müdahil vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık konusu hesabın açılmasını teşvik eden 22.12.1999 tarihinde ye devir olunduğu, 26.01.2001 tarihinde ise . ile devren birleştirildiği, yine (sonraki unvanı arasında yapılan 09.08.2001 tarihli hisse devir sözleşmesi ile külli halefiyet prensipleri çerçevesinde bu banka ile birleştirildiği, anılan sözleşmenin 6.13 maddesi uyarınca bankanın devir tarihinden önceki döneme ait olması kaydıyla, devir alan bankanın maruz kalabileceği her türlü taleplerden doğacak tüm yükümlülükten ve bunlara ilişkin olarak mahkemelere intikal etmiş bulunan dava, takip ve benzer işlemlerin sonuçlarından sorumlu olacağının kararlaştırıldığı, davacı alacağının, esasen fona devredilen işlemi olduğu, somut uyuşmazlık itibariyle davalı bankanın 5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca harçtan muaf bulunduğu dikkate alınmadan yazılı şekilde harçtan sorumlu tutulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı …Ş. vekili ile fer’i müdahil vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı …Ş. vekili ile fer’i müdahil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 2. bendinin hükümden çıkarılarak yerine ”davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 125,20 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,” ibaresinin eklenmesine, 3. bentte yer alan “…21,15 TL başvurma harcı, 125,20 TL peşin harç, 3,30 TL vekalet harcı…” ibareleri ile ”…727,25 TL…” ibaresinin çıkarılması ile yerine ”…575,60 TL…” ibaresinin yazılmak sureti ile kararın davalı …Ş. ile fer’i müdahil yararına bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.