Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/2737 E. 2017/5242 K. 11.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2737
KARAR NO : 2017/5242
KARAR TARİHİ : 11.10.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 16/04/2015 tarih ve 2014/177-2015/329 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin …’nin 14.01.2005 tarihli kabul kararı ile temsilcilik açarak Türkiye’deki faaliyetlerine başladığını, ofis bünyesinde çalışanları bulunduğunu, … isimli şahsın da şoför olarak çalıştığını, müvekkili temsilciliğin, davalı banka nezdinde yer alan hesaplarından bankacılık işlemlerini gerçekleştirilebilmesi için 05.05.2005 tarihli “Faks Cihazı ile Bankaya Gönderilecek Müşteri Talimatları ile ilgili Uygulama Sözleşmesi”(“Sözleşme”) akdedildiğini, sözleşme uyarınca temsilcilik harcama ve ödemelere ilişkin işlemlerin, banka tarafından faks talimatları ile yapıldığını, talimatların fakslanmasının akabinde talimat asıllarının müvekkili şirket tarafından bankaya teslim edildiğini, 13.09.2010 tarihinde temsilcilik çalışanlarından …’nin, bilgisayarını açtığı sırada çeşitli virman talimatlarının yazıcıdan çıkmaya başladığını, durumdan şüphelenilmesi üzerine yapılan araştırma neticesinde, 03.09.2010 ile 09.09.2010 tarihleri arasında, müdür … ve yardımcısı …’in yaklaşan bayram tatili sebebiyle izne ayrıldıkları dönemde, müvekkili şirketin banka nezdinde yer alan hesabından toplam 47.360 USD tutarında nakit çıkış işlemleri gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, bu işlemlerin temsilcilik çalışanı … tarafından yapılmış olduğu şüphesi üzerine … 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/1254 esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını ve sanığın cezalandırıldığını, talimat aslını talep ve içeriğini teyide gerek duymaksızın müvekkili temsilciliğin nezdinde bulunan hesaplarından 47.360,00 USD tutarında nakit çıkışı gerçekleştiren davalı bankanın ağır kusuru bulunduğunu, bankanın basiretli bir tacir gibi sahteciliği önleyici tedbirlere başvurmadığını ileri sürerek, davalı bankanın kusurundan kaynaklanan 47.360,00 USD tutarındaki zararın, olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereği bankanın bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davaya konu zararın meydana gelmesinde her iki tarafında eşit oranda kusurlu oldukları, davacının uğramış olduğu 47.360 USD’lik zararın %50 nispetinde paylaşılması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 23.680,00 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 2.131,12 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.