Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/2725 E. 2017/4902 K. 02.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2725
KARAR NO : 2017/4902
KARAR TARİHİ : 02.10.2017

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/09/2015 tarih ve 2014/253-2015/271 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 18.03.1996 tarihinde tescili ilan edilen müvekkilinin oyuncak sektöründe tanındığını, bir çok ünlü oyuncak markasının satışını yaptığını, 06.05.2002 tarihinden beri www.adoreoyuncak.com adresinde internet yoluyla satış faaliyetinde bulunduğunu, Türkiye’nin bir çok şehrinde mağaza açtığını, 35. sınıftaki 06.11.2011 tarihli “adore” ve “adore oyuncak” ibareli marka tescil başvurularının davalı şirket adına tescilli 2011/22649 sayılı ve 35. sınıf hizmetleri kapsayan marka mesnet gösterilerek 556 sayılı KHK’nın 7/b maddesi uyarınca reddedildiğini, davalının “Adore” ismini kullanmasının müvekkilinden sonra olduğunu, mobilya dışındaki hizmetler için de 35. sınıftaki tescilin kötüniyet taşıdığını ileri sürerek davalı şirket adına tescilli markanın özellikle 35. sınıfta hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, YİDK kararının iptali için açılan davaların reddedildiğini, bu kararların içeriğinden müvekkilin 35. sınıf hizmetler içinde oyuncak satışını da yaptığının kanıtlandığını, dava konusu markanın başvurusunun 35. sınıfla ilgili tebliğ değişikliğinden önce olduğunu, müvekkilinin 1999 yılından itibaren “ADORE” markasını kullanmaya başladığını, 01.05.2000 tarihinde “ADORE” isimli mağazasını açtığını, ibarenin 35. sınıftaki kullanımının davacıdan önce olduğunu, davacının sessiz kalma yoluyla hakkını yitirdiğini, müvekkilinin zaman zaman birebir oyuncak zaman zaman da benzer ürünleri sattığını, satılan bir kısım sandalye/ masaların oyuncak sektörüyle yakın ilişkisinin kurulabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre “ADORE” sözcüğünün taraf markalarında asıl unsur olarak yer aldığı, davacının ayırt edici unsurunu “ADORE” kelimesinin oluşturduğu unvanını 11.03.1996 tarihinde kayıt ettirdiği, faaliyet konusu içerisinde “her türlü elektrikli elektronik oyuncak araç ve gereçlerinin alım-satım, imali, ithali, ihracı” faaliyetinin de yer aldığı, yine davacının bu alanda kuruluşundan itibaren oyuncak ticareti yaptığı, “ADORE” ibaresini 2002 yılından itibaren de alan adının ayırt edici ilavesi olarak elektronik mağazacılıkta kullandığı, böylece çekişmeli ve davalıya ait markanın başvuru tarihinden önce gerek fiili kullanımları ve gerekse ticaret unvanı tescil ve kullanımına dayalı hak elde ettiği, davalı kullanımlarının ise oyuncak ve oyuncak mağazacılığı değil oyuncaklardan esinlenilerek tasarlanan çocuk ve genç mobilyalarını ve mobilyaları kapsadığı, ancak bu kullanımların 28. sınıftaki oyuncaklar ve 35/06 oyuncak mağazacılığı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2011/22649 sayılı davalı markasının tescil kapsamındaki 35/06 sınıf ve alt grupta yer alan “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için oyunlar ve oyuncakların bir araya getirilmesi hizmetleri, (belirtilen hizmetler parekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı adına tescilli 2011/22649 sayılı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının oyuncak ticareti ve mağazacılığı alanında kullanıma dayalı hak elde ettiği, davalının ise dava konusu markayı oyuncak emtiasında ve oyuncak mağazacılığı hizmetinde kullanmadığı gerekçesiyle davalı markasının “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için oyunlar ve oyuncakların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler parekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloğ ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmeti yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Ancak, davalı adına tescilli hükümsüzlüğü istenen markanın tescil kapsamında 35. sınıf bir kısım diğer hizmetlerin yanında genel anlamdaki “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler parekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloğ ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmetleri yer almakta olup, tescil kapsamında bu hizmet kapsamında satışa sunulacak herhangi bir mal grubu ya da bu malların dahil oldukları ticaret sektörü ile sınırlandırılmış bir şekilde spesifik olarak belirtilmemiştir. Bu durumda, anılan tescilin içinde olduğu varsayılan ancak tescil belgesinde belirtilmeyen bir kısım ürünler bakımından kısmi hükümsüzlük kararı verilmesi mümkün değildir. O halde, mahkemece, uyuşmazlığın dava konusu markanın genel olarak tescilli olduğu 35.06. sınıf bakımından hükümsüz kılınıp kılınmayacağı değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dava konusu markanın tescil belgesinde yer almayan ve infazda da tereddüt yaratacak bir şekilde “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için oyunlar ve oyuncakların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler parekende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, kataloğ ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir)” hizmeti yönünden hükümsüzlüğüne şeklinde kısmi hükümsüzlük kararı verilmesi yerinde görülmemiş, kararın davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.