Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/2564 E. 2017/4666 K. 25.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2564
KARAR NO : 2017/4666
KARAR TARİHİ : 25.09.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/11/2015 tarih ve 2014/204-2015/571 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın müvekkilinin emekli aylığının yatırıldığı hesaba 2012 yılının Temmuz ayından itibaren bloke koymuş olduğu, davalı banka tarafından müvekkiline karşı açılmış olan bir icra takibi olmadığını, İİK m.83/a maddesinin amir hükmü gereğince mal ve hakların haciz olabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmadığını ileri sürerek emekli maaşı üzerindeki blokenin kaldırılmasını, emekli aylıklarının yatırıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı ile müvekkili banka arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığı, kredi genel sözleşmesine istinaden davacıya kredi kullandırıldığı, davacının kredi borcunu ödememesi üzerine müvekkili banka tarafından davacıya ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı hakkında … 37. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1048 Esas sayılı dosyasından 10/10/2012 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibi derdest olduğu, müvekkili bankanın davacıdan 23/06/2014 tarihi itibariyle 1.268.406,01 TL alacağının bulunduğu, takibin kesinleştiğini, davacının müvekkili banka nezdinde bulunan tüm hak ve alacaklarını borçlarına karşılık müvekkili bankaya rehinli olduğunu, genel kredi sözleşmesinde bu hususa ilişkin düzenleme olduğunu, blokenin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava genel kredi sözleşmesine istinaden emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması istemine ilişkin olduğu, davalı bankanın genel kredi borcundan dolayı bankadaki hesabına hapis hakkını kullandığı, MK’nın 950. maddesi gereğince alacaklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibariyle bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği, hapis hakkının kullanabilmesi için, bu hakkın konusunu oluşturan taşınır veya kıymetli evrak ile alacak arasında doğal bir bağlantı bulunması gerektiği, taraflar arasındaki ilişkinin dayanağı kredi sözleşmesi ile hesaptaki paranın doğrudan ilişkili olmadığı, zilyetlik ve alacak ilişkisinin tacirler arasından doğmadığı, bu nedenle davalı bankanın hapis hakkına dayalı banka hesabındaki alacağına bloke uygulama hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile bloke işleminin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve İİK 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ile kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa’nın 82-83 maddesinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 39,11 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.