Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/224 E. 2017/2930 K. 18.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/224
KARAR NO : 2017/2930
KARAR TARİHİ : 18.05.2017

Taraflar arasında görülen davada verilen 10/06/2015 tarih ve 2013/321-2015/358 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekilinin kararları sonucunda 18+1 kapasiteli altında çalışılması ve gelir-giderin müşterek bir havuzda toplanarak dağıtımının sağlanması amacıyla minibüsçü esnafının kişi başı 38.100 TL ödeyip buna istinaden düzenlenen bonoları geri aldıklarını, ancak arasında düzenlenen protokol ve sözleşmelerde öngörülen davalardan feragat, aynı çatı altında müşterek çalışma, havuz oluşturma, hat ve güzergahları beraber kullanma yönündeki şartların hiç birinin yerine getirilmediğini, otobüsçülerin hiç bir zararının doğmadığını, protokollerin feshedildiğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek sözleşme ve protokollerin geçersizliğinin tespiti ile 38.100 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 14+1 minibüsünün kararı ile 18+9 kapasiteye çıkarıldığını, diğer yolcularla birlikte yaklaşık 50 kişilik kapasite oluştuğunu, bu itibarla otobüsçü esnafı olan müvekkilinin yolcu kaybına uğrayıp zarar gördüğünü, idare mahkemesinin iptal kararına karşılık minibüsçülerin aynı hatlarda kapasite artırımı yapıp usulsüz fazla sayıda yolcu taşımaya devam ettiklerini, protokoller gereği o güne kadar usulsüz kapasite artırımı ve çalışmalara bağlı olarak otobüsçülerin doğan zararına karşılık 38.100 TL’nin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, protokollerle tüm esnafın altında toplandığını, iptal kararının fiilen uygulanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kararına uymak mecburiyetinin bulunmadığı, bir kısım esnafın önceki gibi 14+1 kapasiteli minibüslerle çalışmaya devam ettiği, havuz sistemi kurulması kararının dava konusu senedin düzenlenmesinden sonra alındığı, davacının bu karara güvenerek senet tanzim ettiği iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
./..
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davacı tarafından davalı lehine keşide edilen bono için ödenen 38.100 TL’nin istirdatı istemine ilişkin olup mahkemece de davacının senet bedelini iade talebinde haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1 maddesi uyarınca, ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülür. TTK’nın 5/3. maddesi “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmünü haizdir.
Somut olayda, kambiyo senedinden kaynaklanan istirdat istemi ticari dava niteliğinde olduğundan, davaya bakmakla ticaret mahkemeleri görevlidir. Dava şartı olan görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulması gerektiğinden mahkemece işbu davanın mutlak ticari dava olması nedeniyle davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğu nazara alınmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.