Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/2189 E. 2017/4440 K. 18.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/2189
KARAR NO : 2017/4440
KARAR TARİHİ : 18.09.2017

MAHKEMESİ : ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada… 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/10/2015 tarih ve 2014/927-2015/694 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin T.İş Bankası A.Ş.’nden dava konusu kredi alacaklarını temlik aldığını, anılan banka ile dava dışı Eco Soğutma Üretim Servis Yedek Parça San. Tic. Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini ileri sürerek 525.296 TL’nin (168.027 TL asıl alacağa işleyecek) %80 temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı…, borçlu şirketin hisselerinin davalılardan …’e devri konusunda görüşmeler yapıldığı için 08.10.2007 tarihli kredi sözleşmesinin kullanılmadığını, …’in daha sonra kredi sözleşmesi imzalaması nedeniyle ilk sözleşmenin iptalinin gerektiğini, şirket hisselerini devrettiğini, kredinin … tarafından tek başına çekildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı…, kefaletin 310.000 TL ile sınırlı olduğunu, …’in daha sonra kredi sözleşmesi imzalaması nedeniyle ilk sözleşmenin iptalinin gerektiğini, kredinin … tarafından tek başına çekilip kullanıldığını, istenen faizin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, işlemiş ve talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, kredinin müvekkilinin imzalamadığı sözleşmeye istinaden verilip müvekkilinin taraf olduğu kredi ilişkisinden kaynaklanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, 310.000 TL limitli kredi sözleşmesinin davalılar… ve… tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, ardından davalı …’in kefalet imzası ile birlikte limiti 2.277.000 TL’ye çıkardığı, 310.000 TL limitli sözleşmenin iptaline ilişkin bir belgenin sunulmadığı, kredi sözleşmesinde borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere
uygulanan en yüksek faiz oranının iki katı nispetinde gecikme faizi tatbik edileceğinin kararlaştırıldığı, en yüksek faiz oranı sunulmadığından %17 olan akdi faiz oranının 2 katı faiz uygulanması gerektiği, bu oranın da %34’e tekabül ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere 339.050,93 TL’nin (338.661,67 TL’den…, 338.349,55 TL’den… sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan tahsiline, asıl alacak 167.073,66 TL’ye dava tarihinden itibaren %34 oranında faiz ve % 5 gider vergisi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, temlik eden banka tarafından açılan… 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/556 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda temerrüt tarihindeki cari faizin %17 faiz oranı baz alınarak hesaplanmasının temlik eden tarafından kabul edilmesine ve TBK’nın 188. maddesi uyarınca bu durumun davalılar tarafından alacağı temlik alana karşı dermeyan edilebilir olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 18/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.