Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1955 E. 2016/2611 K. 09.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1955
KARAR NO : 2016/2611
KARAR TARİHİ : 09.03.2016

MAHKEMESİ : …. 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2011/250-2013/45

Taraflar arasında görülen davada …. 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/02/2013 tarih ve 2011/250-2013/45 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 421 m²’lik bir işyerini almak üzere davalı bankadan kredi çektiğini, kredi sözleşmesi gereği taşınmazı davalı sigorta şirketi nezdinde sigorta ettirmek zorunda kaldığını, ancak davalıların hatalı işlemleri sebebiyle bu taşınmazın değil, müvekkilinin 100 m²’lik eski işyerinin sigortalandığını, ancak sigorta priminin 421 m²’lik taşınmaz esas alınarak tahsil edildiğini ileri sürerek, fazla tahsil edilmiş olan 2.186,00TL’nin davalıalrdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, müvekkilinin acenta sıfatının bulunduğunu ve kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davacının sigorta teminatından yararlandıktan sonra prim iadesi talebinde bulunmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, riske göre primin belirlenmesini öngören resmi bir tarifenin mevcut olmadığını, tarafların serbestçe sigorta primini belirlediğini, sigortalının, primin fazla alındığı iddiasının mesnetsiz kaldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, sigorta işleminin hatalı olarak davacının 412 m²’lik taşınmazı yerine 100 m²’lik taşınmazı esas alınarak düzenlendiğini, primlerin 100 m²’lik eski işyerine göre tahakkuk ettirildiği, davacının kredi ile satın aldığı yeni işyerinin herhangi bir nedenle hasar görmüş olması durumunda, sigortası olmadığı için davacının hasar tazminatı alamayacak olması sebebiyle davacının mağduriyetinin söz konusu olduğu, davacının kendisi ile hiçbir ilgisi olmayan eski işyerinin sigortalanması nedeniyle 2.236.76 TL prim ödediği, bu primi davalıdan talep edebileceği gerekçesi ile talep ile bağlı kalınarak davanın kısmen kabülü ile, 2.186,00 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Davalı banka vekili tarafından, dava konusu sigorta sözleşmesinde acente sıfatı ile hareket edildiği ve kendilerine husumet yöneltilemeyeceği savunulmuş olup, davacı vekilince 24.11.2010 tarihli celsede davalı bankaya sigorta şirketinin acentesi sıfatı ile dava açtıkları belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece davalı banka vekilinin husumet itirazı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
(3) Davalı sigorta şirketinin temyiz itirazlarına gelince, davacı taraf, davalı bankadan kullandığı kredi ile satın aldığı 412 metrekarelik iş yerinin değil, kiracısı olduğu ve yeni işyeri satın alması üzerine ayrıldığı 100 metrekarelik eski iş yerinin sigortalandığını belirtilerek, tahsil edilen prim bedelinin iadesini talep etmiştir. İddianın ileri sürülüş şekli itibariyle, 6098 sayılı TBK’nın 34 ve devamı maddelerinde düzenlenen hata hükümlerinin ve sonuçlarının, bu kapsamda öncelikle hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin değerlendirilmesi gerekmekte olup, hükmün temyiz eden davalı sigorta şirketi yararına bozulması gerekmiştir.
(4) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı banka yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı sigorta şirketinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı sigorta şirketi yararına BOZULMASINA, (4) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 09/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.