Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1816 E. 2017/4442 K. 18.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1816
KARAR NO : 2017/4442
KARAR TARİHİ : 18.09.2017

MAHKEMESİ : … ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/11/2015 tarih ve 2014/227-2015/146 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı adına tescil edilen 2012/02268 sayılı ve “Sıfırdan Açılan Sandıklı Kanepe Mekanizması” isimli Faydalı Model Belgesinin yenililik şartını taşımadığını, diğer mobilya üreticileri tarafından yıllardan beri üretim ve satışının yapıldığını, daha önceden tescil edilmiş faydalı model ve tasarım tescillerinde de bulunduğunu, davalının aynı ürüne ilişkin resim görüntüsünü de 2011/04937 sayı ile adına tescil ettirdiğini, bu tasarım tescilinin de 554 sayılı KHK uyarınca yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığını ileri sürerek davalı adına tescilli 2012/02268 sayılı Faydalı Model Belgesinin ve 2011/04937 sayılı Endüstriyel Tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili, daha önce kullanılan kanepelerin yatak haline gelmesi için duvardan çekilmesi gerektiğini, oysa müvekkili tescillerine konu ürünün duvara sıfır iken çekilip kapanabildiğini, bu mekanizmanın müvekkilin fikri çabasının bir ürünü olduğunu, davacının sunduğu ürünlerin aynı işlevi yerine getirmediğini, kullanılan sistemlerin ve izlenilen yolların farklı olduğunu, karşı davalı adına tescilli 2012/03122 sayılı Faydalı Modelin müvekkili adına tescilli 2012/02268 sayılı Faydalı Model karşısında yenilik vasfının bulunmadığını, ayrıca bu faydalı modelin açık ve tam olarak tanımlanmadığını, uygulamaya konulabilecek yeterliliğinin bulunmadığını savunup ileri sürerek davanın reddini, karşı davanın kabulü ile 2012/03122 sayılı Faydalı Modelin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 2010/02268 sayılı Faydalı Modelin yenilik unsurunu taşıdığının anlaşıldığı, bu Faydalı Modelin TPE sicilinden terkin edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 2011/4937 sayılı Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesinin hükümsüzlüğüne, 2012/02268 sayılı Faydalı Model Belgesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, alınan bilirkişi raporunda davacı- karşı davalı adına tescilli 2012/03122 sayılı faydalı modelin 1 ve 3 nolu istemlerinin yenilik unsurlarını taşıdığının anlaşılmasına göre davalı- karşı davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Asıl dava, faydalı model ve endüstriyel tasarım hükümsüzlüğü, karşı dava ise faydalı model hükümsüzlüğüne ilişkin olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı- karşı davalı adına tescilli olup karşı davada hükümsüzlüğü talep edilen 2012/03122 sayılı faydalı modelin 2 nolu isteminin karşılaştırılan davalı- karşı davacı adına tescilli 2012/02268 sayılı Faydalı Model Belgesi karşısında yenilik unsurunu taşımadığı mütalaa edildiği halde mahkemece bu hususta herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin karşı davanın tümüyle reddine karar verilmesi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Asıl davada, davalı- karşı davacı adına tescilli olup hükümsüzlüğü istenen 2012/02268 sayılı faydalı modelin yıllık ücretinin ödenmediği gerekçesiyle geçersiz kılındığı TPE tarafından belirtilmişse de davalı- karşı davacı tarafından mücbir sebep başvurusu yapıldığı ve bu başvuru işlemlerinin devam edip henüz kesin bir terkin işleminin bulunmadığı ileri sürülmüş olup, mahkemece dava konusu faydalı model belgesinin geçersiz kılınması işlemine yapılan itirazların nihai olarak sonuçlanıp sonuçlanmadığı ve başvuru yollarının tüketilip faydalı model belgesinin geçersiz kılınmasına dair kararın kesinleşip kesinleşmediği TPE’den sorularak sonucuna bir göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 2012/02268 sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-) Asıl davada, davalı- karşı davacı adına tescilli 2011/04937 sayılı Endüstriyel Tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmişse de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 554 sayılı KHK’nin 5, 6, 7 ve 11. maddeleri kapsamında kıyaslamayı içeren bir değerlendirme yapılmaksızın genel ve soyut ifadelerle, “incelenen Faydalı Model Belgeleriyle korunan tasarımların biçimsel benzeri olduğu ve dava konusu Endüstriyel Tasarım Belgesi ile tescil edilen 2011/04937 sayılı tescilin evvelce bu Faydalı Model Belgeleriyle kamuya arz edilmiş biçimlerinin bulunduğu” denilmekle yetinilerek dava konusu endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliğini taşımadığı mütalaa edilmiştir. Oysa, 554 sayılı KHK 6. maddesine göre bir tasarımın yenilik incelemesi yanında KHK’nin 7. maddesi uyarınca ayırt edicilik vasfı değerlendirilirken sunulan deliller itibariyle aynı KHK’nin 11. maddesi kapsamında bir kıyaslama yapılmak suretiyle koruma kapsamının dolayısıyla da 554 sayılı KHK’de düzenlenen tescil unsurlarını taşıyıp taşımadığının değerlendirilmesi gerekir. Bu itibarla, 554 sayılı KHK’nin 11. maddesi kapsamında “bilgilenmiş kullanıcı gözüyle” ve kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilerek, tasarımcının tasarlama sırasında seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınmak suretiyle Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde, mahkemece yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken yukarıda açıklanan değerlendirmeleri içermeyen, genel ve soyut ifadelerle yazılmış, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu yönden de davalı- karşı davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı- karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı- karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı- karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.