Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2016/1774 E. 2017/4439 K. 18.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1774
KARAR NO : 2017/4439
KARAR TARİHİ : 18.09.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/06/2015 tarih ve 2014/889-2015/506 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, inşaat sektöründe çeşitli yalıtım malzemelerinin imalat ve satışını yapan müvekkilinde 19.10.2009 tarihinde satış uzmanı olarak çalışmaya başlayan davalı ile Rekabet Yasağı ve Gizlilik Taahhütnamesinin imzalandığını, buna göre davalının fesihten itibaren 2 yıllık süre içinde Marmara Bölgesinde müvekkili ile aynı/benzer işi yapan bir firmada çalışmayacağını taahhüt ettiğini, çalışanın iş aktinin, 2012 ve 2013 yılları için bölgesindeki hedefe ulaşamaması nedeniyle ve İş Kanununun 17 ve 18. maddeleri uyarınca 06.12.2013 tarihinde feshini müteakip davalının taahhütnameye aykırı olarak müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren bir şirkette ve aynı bölgede satış temsilcisi olarak çalışmaya başladığını ileri sürerek 28.920 TL cezai şartın ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıda çalıştığı süre boyunca başarılı bir şekilde görev yapan müvekkilin iş aktinin haklı bir sebebe dayanmaksızın kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek suretiyle feshedildiğini, davaya dayanak taahhütnamenin tüm hükümlerinin davacı lehine düzenlendiğini, sorumluluk bölgesi için hedefin fahiş oranda arttırıldığını, müvekkilinin bölgesinde ciddi bir ciro artışı sağladığını, şirkete yeni atanan satış direktörü ve satış müdürünün mevcut kadro ile çalışmak istememesine bağlı olarak müvekkilinin ve bir kısım diğer satış temsilcilerinin iş akitlerine son verildiğini, müvekkilinin hayatını idame ettirebilmek için çalışmak zorunda olduğunu, davacıda elde edip dışarı aksettirdiği hiç bir ticari sırrın bulunmadığını, çalıştığı şirketlerdeki pazarlama alanları ve malzemelerinin de farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının bölgesinde hedefin tutmamasının şirketin yüksek fiyat politikasından kaynaklandığı, davalının bir performans düşüklüğünün bulunmadığı, davacı yanca aktin haksız feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalının iş aktinin davacı tarafından feshinin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde sayılan haklı fesih hallerinden hiçbirine dayanmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.